Bu Blogda Ara

2 Aralık 2017 Cumartesi

78- NEBE

Mushaf’taki resmi sırası :78
Nuzul Sırası : 80
Ayet Sayısı : 40
Sure adını : 1.ve 2. ayette "Onlar birbirlerine neyi soruşturuyorlar? Büyük haberi mi?" ayeti ile başladığı için" Amme =neyi  suresi ve "Nebe' =haber" suresi olarak adlandırılmıştır.Onlar hiçbir delile dayanmaksızın Hz Muhammed’aleyhisselam'ın ve  getirdiği ve ilan ettiği büyük bir haber olan Allah’tan başka ilah olmadığını ,sadece O’na ibadet etme, O'ndan başka taptıklarının terkedilmesi gerektiği, helaller ve haramlar, öldükten sonra dirilme, cennet ve cehennem hakkında tartışıyorlar. 
İndiği dönem:Mekke döneminde inmiştir.

30. Cüz
Rahman Ve Rahim Olan Allah Adıyla 

Nebe 78/1 Birbirlerine neyi soruyorlar?
عَمَّ يَتَسَاءلُونَ 
Amme yetesâelûn
Nebe 78/2 O büyük haberden
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ
Anin nebeil azîm
Nebe 78/3  Ki onlar onun hakkında ayrılık içindedirler.
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ
Ellezî hum fîhi muhtelifûn
Nebe 78/4 Hayır; şüphesiz görüp bileceklerdir.
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
Kellâ se ya’lemûn
Nebe 78/5 Hayır, kesinlikle  ileride bilecekler!
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
Summe kellâ se ya’lemûn
Nebe 78/6 Biz yeryüzünü bir beşik yapmadık mı?
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا
E lem nec’alil arda mihâdâ
Nebe 78/7  Dağları da birer kazık
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا
Vel cibâle evtâdâ
Nebe 78/8 Sizi çift çift yarattık.
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا ﴿٨﴾
Ve halaknakum ezvacen.
Nebe 78/9 Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
Ve cealnâ nevmekum subâtâ
Nebe 78/10 Geceyi bir örtü yaptık.
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا
Ve cealnâl leyle libâsâ
Nebe 78/11 Gündüzü bir geçim vakti yaptık.
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا
Ve cealnân nehâre meâşâ
Nebe 78/12  Üzerinize sağlam yedi kat göğü bina ettik.
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا
Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâ
Nebe 78/13 İçlerine parıl parıl parlayan sirac yaptık
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ
Sirac : Kaynağı kendinden olup etrafı aydınlan ışık kaynağı güneş demektir.Münir kelimesi ise, ışığını güneşten alan ay ,yıldız dünya'ya yansıyan nur aydınlığını  ifade etmektedir.
Nebe 78/14 O yoğun bulutlardan şarıl şarıl akan bir su indirdik.
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا
Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ
Nebe 78/15 Onunla taneler ve bitki çıkaralım diye.
لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا
Li nuhrice bihî habben ve nebâtâ
Habbe:Buğday, arpa, darı gibi biçilip dövülen, taneli hasat edilen tüm bitkilere verilen addır. Aynı kökten gelen Hububat  kelimesi ürünlere ve onların tohumlarına verilen addır. Hub kelimeside sevgi demektir Bu kök anlamıyla Sevgi manen  kalbe atılan tohumdur. Orada büyür ve muhabbet olur.
Nebe 78/16 Ve sarmaş dolaş bağlar bahçeler
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا
Ve cennâtin elfâfâ
Nebe 78/17 Şüphesiz fasl günü, belirlenmiş bir vakittir.
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا
İnne yevmel faslı kâne mîkâtâ
Fasl: Aralarında bir boşluk oluşuncaya kadar iki şeyden birini diğerinden ayırma uzaklaştırmak demektir. Fasl Gününe yani,Hüküm verileceği gün. ayrım/ayrılık Günü'ne ki O Gün, insanlar arasında hüküm verilecek Doğru ile yanlışın, haklı ile haksızın ayırt edileceği o ayrılma gününün (kıyametin) belirlenmiş bir vakti vardır.bir fırka cennete, bir fırka da  alevli ateşe gidecek .O günde oluşacak dehşetin, insan zihninin ötesinde olduğunu anlatmaktadır.
Nebe 78/18 O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.
يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا
Yevme yunfehu fîs sûri fe te’tûne efvâcâ
Nebe 78/19 Gök açılmış ve Kapılar oluşmuştur
وَفُتِحَتِ السَّمَاء فَكَانَتْ أَبْوَابًا
Ve futihatis semâu fe kânet ebvâbâ
Nebe 78/20 Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur.
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا
Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâ
Nebe 78/21 Gerçekten  Cehennem de gözetleyip durmaktadır.
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا
İnne cehenneme kânet mirsâdâ
Nebe 78/22  Azgınlara bir barınak olmuştur.
لْطَّاغِينَ مَآبًا
Lit tâgîne meâbâ
Nebe 78/23 Onlar orada çağlar boyu kalacaklar.
لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا
Lâbisîne fîhâ ahkâbâ
Nebe 78/24 Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de bir içecek.
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا
Lâ yezûkûne fîhâ berden ve lâ şerâbâ
Nebe 78/25  Sadece  bir hamîm ve bir gassak
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا
İllâ hamîmen ve gassâkâ
Gassâk: Soğuk zemheri ve iğrenç kokulu azab.“Dünyada benzeri olmayan azaplardır.
Hamim, sıcağı ile yakan; gassâk ise soğuğu ile yakan şey" denilmiştir. Dil uzmanı Ezherî, "Gâsik, zemheri  en şiddetli soğuk manasınadır. Bundan ötürü, geceye, gündüzden daha soğuk olduğu için, gâsik denilmiştir"Yandıklarında serinlik istediklerinde soğuk bile yakıcı
Nebe 78/26 Uygun bir ceza olarak
جَزَاء وِفَاقًا
Cezâen vifâkâ
Nebe 78/27 Doğrusu onlar, böyle hesabı ummuyorlardı.
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا
İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâ
Nebe 78/28 Âyetlerimizi de alabildiklerine yalanlamışlardı.
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا
Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâ
Nebe 78/29   Biz ise her şeyi sayıp bir kitaba geçirmişiz
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
Ve kulle şey’in ahsaynâhu kitâbâ
Nebe 78/30 Artık tadın! Artık, azabınızı artırmaktan başka birşey yapacak değiliz!
فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا
Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâ
Nebe 78/31 Şüphesiz, takva sahibi muttakîler için bir mefâzen =kurtuluş  vardır
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
İnne lil muttakîne mefâzâ
mefâzâ :Kurtuluş yeri,mutluluk ,ödül ve  umduklarına nail olma anlamındadır
Nebe 78/32 Bahçeler ve bağlar
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا
Hadâika ve a’nâbâ
Nebe 78/33  Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا
Ve kevâıbe etrâbâ
Nebe 78/34 Dopdolu kadehler var.
وَكَأْسًا دِهَاقًا
Ve ke’sen dihâkâ
Nebe 78/35 Orada ne boş bir laf işitirler ne de bir yalan
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا
Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ
Nebe 78/36  Bunlar Rabbinin katından, hesabları karşılığı verilenlerdir
جَزَاء مِّن رَّبِّكَ عَطَاء حِسَابًا
Cezâen min rabbike atâen hısâbâ
Nebe 78/37  O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا
Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâr rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâ
Nebe 78/38 O gün Ruh ve melekler saf–saf dizilir. Kendisine Rahmân’ın izin verdiği  verdiği kişiden başka kimse konuşamaz.ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا
Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ
Nebe 78/39  İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.
ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا
Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ
Nebe 78/40 Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: «Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım.»
إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا
İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yanzurul mer’u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder