Mushaf’taki resmi sırası : 71
Nuzul Sırası: 71
Toplam Ayet Sayısı : 28
Sure adını : Sûrede Nûh peygamberAllahın selamı hepsini üzerine olsun mücadeleleri ve Nûh Tufanı konu edilmektedir.Allah önceki elçileri ve kavmi üzerinden Allah rasulunu motive ederken inkarcılarıda uyarmaktadır.
İndiği dönem :Mekke döneminde inmiştir
29 Cüz
Rahman Ve Rahim Olan Allah Adıyla
Nuh 71/1 Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye erselnâ =gönderdik.
إِنَّا أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ أَنْ أَنذِرْ قَوْمَكَ مِن قَبْلِ أَن يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
İnnâ erselnâ nûhan ilâ kavmihî en enzir kavmeke min kabli en ye’tiyehum azâbun elîm
erselnâ :Rasul kelimesinin r-s-l kök türevlerinden türeyen bu kelime de bu kökten irsâl /ersel formu "bir şeyi bırakmak, göndermek, anlamlarına gelmektedir. Görev mesaj, vazife, misyon, mektup. '' anlamına gelen kendinden bir şey katmadan, eksiltmeden bir görevi yerine getirmek ve o görevle ilgili gitmek demektir.
Nuh 71/2 Şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için nezîrun mubîn =apaçık bir uyarıcıyım.”
قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي لَكُمْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Kâle yâ kavmi innî lekum nezîrun mubîn
Nuh 71/3 Allah'a kulluk edin, O’na karşı takva sahibi olmanız için bana itaat edin!
أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاتَّقُوهُ وَأَطِيعُونِ
Eni’budûllâhe vettekûhu ve etîûni.
Nuh 71/4 Günahlarınızdan size mağfiret buyursun ve sizi Ecelin müsemma = sizi belli bir vakte kadar ertelesin muhakkak ki Allahın takdir eylediği ecel gelince te'hîr olunmaz Keşke bilseydiniz
يَغْفِرْ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى إِنَّ أَجَلَ اللَّهِ إِذَا جَاء لَا يُؤَخَّرُ لَوْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Yagfir lekum min zunûbikum ve yuahhırkum ilâ ecelin musemmâ(musemmen), inne ecelallâhi izâ câe lâ yuahharu, lev kuntum ta’lemûn
İnsanın doğumuyla ölümü arasındaki geçen süreye de ecel denilmiştir. Arapça kalıbı “Ecelin müsemma” da Allah'ın bildiği takdir edilmiş, belirlenmiş ecel demektir.
Nuh 71/5 Dedi ki: 'Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece ve gündüz davet ettim.
قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوْتُ قَوْمِي لَيْلًا وَنَهَارًا
Kâle rabbi innî deavtu kavmî leylen ve nehârâ
Nuh 71/6 Fakat benim davetim sadece onların kaçmalarını artırdı.
فَلَمْ يَزِدْهُمْ دُعَائِي إِلَّا فِرَارًا
Fe lem yezidhum duâî illâ firârâ
Nuh 71/7 Ve ben, onları bağışlaman için her davet ettiğimde onlar, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler,direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler.”
وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُوا أَصَابِعَهُمْ فِي آذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَأَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًا
Ve innî kullemâ deavtuhum li tagfira lehum cealû esâbiahum fî âzânihim vestagşev siyâbehum ve esarrû vestekberûstikbârâ
Nuh 71/8 «Sonra ben onları açık açık çağırdım.
ثُمَّ إِنِّي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا
Summe innî deavtuhum cihârâ
Nuh 71/9 Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.
ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا
Summe innî a’lentu lehum ve esrartu lehum isrârâ
Nuh 71/10 “Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, Gafur'dur günahlarınızı örterek bağışlayandır.
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا
Fe kul tustagfırû rabbekum innehu kâne gaffârâ
Nuh 71/11 Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın.»
يُرْسِلِ السَّمَاء عَلَيْكُم مِّدْرَارًا
Yursilis semâe aleykum midrârâ
Nuh 71/12 Size mallar ve oğullarla yardım etsin ve sizin için cennetler yapsın, sizin için ırmaklar yapsın.
وَيُمْدِدْكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَل لَّكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَل لَّكُمْ أَنْهَارًا
Ve yumdidkum bi emvâlin ve benîne ve yec’al lekum cennâtin ve yec’al lekum enhârâ
Nuh 71/13 Size ne oluyor ki Allah'ın büyüklüğünü kabul etmiyorsunuz,
مَّا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلَّهِ وَقَارًا
Mâ lekum lâ tercûne lillâhi vakârâ
Nuh 71/14 «Oysa o sizi aşama aşama yaratmıştır.»
وَقَدْ خَلَقَكُمْ أَطْوَارًا
Ve kad halakakum etvârâ
Nuh 71/15 Görmez misiniz Allah’ın, yedi kat semayı nasıl yarattı?
أَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللَّهُ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا
E lem terav keyfe halakallâhu seb’a semâvâtin tıbâkâ
Nuh 71/16 ‘Onların içinde ayı, bir ışık, güneşi de bir sirac yapmıştır?’
وَجَعَلَ الْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا
Ve cealel kamera fîhinne nûran ve cealeş şemse sirâcâ
Sirac : Kaynağı kendinden olup etrafı aydınlan ışık kaynağı güneş demektir.
Münir: ise, ışığını güneşten alan ay ,yıldız dünya'ya yansıyan nur ve ziyasını ifade etmektedir.
Nuh 71/17 Ve ALLAH sizi topraktan bir bitki olarak bitirdi.
وَاللَّهُ أَنبَتَكُم مِّنَ الْأَرْضِ نَبَاتًا
Vallâhu enbetekum minel ardı nebâtâ
Nuh 71/18 Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır.
ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا
Summe yuîdukum fîhâ ve yuhricukum ihrâcâ
Nuh 71/19 Allah, yeryüzünü sizin için yayıp/döşedi
ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا
Summe yuîdukum fîhâ ve yuhricukum ihrâcâ
Nuh 71/20 Ondan geniş geniş yollarda gidesiniz diye.
لِتَسْلُكُوا مِنْهَا سُبُلًا فِجَاجًا
Li teslukû minhâ subulen ficâcâ
Nuh 71/21 Dedi ki: «Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.”
قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا
Kâle nûhun rabbi innehum asavnî vettebeû men lem yezidhu mâluhu ve veleduhû illâ hasârâ
Nuh 71/22 Ve büyük büyük mekre giriştiler
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا
Ve mekerû mekran kubbârâ
Mekr.Sözlükte Hile yapmak, aldatmak; hile yapan anlamında Kur'an terimidir. "aldatmak, hile yapmak suretiyle birinin amacına ulaşmasını engellemek" anlamında masdar ve "hile, aldatma" mânasında isim olarak kullanılır.
Nuh 71/23 Deki :Sakın ilahlarınızı bırakmayın; ne Vedd'i ne Suva'ı, ne Yağus'u, ne Yeuk'u ve ne de Nesr'i dediler.
وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا
Ve kâlû lâ tezerunne âlihetekum ve lâ tezerrunne vedden ve lâ suvâan ve lâ yagûse ve yaûka ve nesrâ
Nuh 71/24 Böylece ,onlar, çok kimseyi şaşırttılar. Sen de o zalimlerin, dalâletten başka bir şeyini artırma.!
وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا
Ve kad edallû kesîrâ(kesîran), ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ
Nuh 71/25 Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah'a karşı ensârları =yardımcılar da bulamadılar.
مِمَّا خَطِيئَاتِهِمْ أُغْرِقُوا فَأُدْخِلُوا نَارًا فَلَمْ يَجِدُوا لَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ أَنصَارًا
Mimmâ hatîâtihim ugrikû fe udhılû nâran fe lem yecıdû lehum min dûnillâhi ensârâ
Nuh 71/26 Nûh dedi ki: «Yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma.»
وَقَالَ نُوحٌ رَّبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْأَرْضِ مِنَ الْكَافِرِينَ دَيَّارًا
Ve kâle nûhun rabbi lâ tezer alâl ardı minel kâfirîne deyyârâ
Nuh 71/27 Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kâfir kimseler yetiştirirler.”
إِنَّكَ إِن تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا
İnneke in tezerhum yudıllû ıbâdeke ve lâ yelidû illâ fâciran keffârâ
Nuh 71/28 "Rabbim! Beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve perişanlığını artır!"
رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا تَبَارًا
Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder