Kurtubî, Tefsir’inde, "Hastalığı olmadan kesilmiş deveye zulmedilmiş olur, tarlayı sürmeyip terketmekte de zulüm vardır."der. Yani deve kesilmeyi hak etmemiş olduğundan burada zulüm ve adaletsizlik vardır. Şu halde "zulüm", dil itbariyle, bir noksan veya bir ilave yahut da vaktini ve yerini değiştirmek suretiyle bir şeyi kendisine mahsus yerinden başka bir yere koymaktır.
Bu anlamların yanında ahlâkî yönden hakkı çiğnemek, haddi aşmak ve adil olmamak gibi anlamlara da delalet etmektedir. Aralarında çok büyük fark olmasına rağmen Hz. Adem'e zalim dendiği gibi İblis'e de zalim denmiştir. Buna göre büyük ve küçük günahlar zulüm dairesi içerisinde mütalaa edilmektedir.Kur'an'da, şirke zulüm denmesinin sebebi de, müşrik'in uluhiyet inancını gerçek yerine koymaması ve gereği gibi anlayamamasındandır .
Zulüm kelime anlamı : Zulmün’ çoğulu zulumât’tır. Zulüm’,kelime yapısı mecazen de karanlıkları ifade eder. Bu karanlıklar, inkâr, şirk, isyan gibi şeyler olduğu gibi; haksızlık, işkence hakkı yerli yerine koymamak, yer ve zaman, nitelik ve nicelik olarak yanlışlık yapmak. Bunların her biri karanlık gibidir, hakkın yerine konulmamasıdır, aydınlık gibi insana rahatlık veren bir şey değildir.Zulmedene de ‘zâlim’ denir.Yani “zulüm”; ister fazla, isterse eksik olsun, herhangi bir şeyin kendine ait olan yerin dışında başka bir yere konulması anlamındadır. Aslında herhangi bir şeyi yerli yerinde kullanmamak da zulümdür. Ayrıca bu kelimenin, maksadı aşmak, hakkı teslim etmemek ve haddi tecavüz etmek anlamlarına geldiği de ifade edilmiştir.
Zulüm Etmek : Bir şeyi kendisine ait olan yerin dışına koymaktır. Hak edenin hakkını vermemek, haksıza hak etmediği bir şeyi vermektir. Allah’ın koyduğu sınırı, haddi tecavüz etmek, tayin ettiği sınırın dışına taşmak zulümdür. Zulüm, hakkı terk etmek demektir
Zalim :Allah’a ve Resûlüllah’a iman ettiği halde talimatlara kuran'a uymayan zıddı yanlış işler yapanlara denir. Üç çeşit zalim vardır:
Birincisi: Allah’a karşı isyan eden kâfir veya Allah’a ortak koşan müşriktir. Allah’ın ayetleri kendisine hatırlatıldığı zaman kibirlenerek yüz çeviren inkârcılar zalimdirler.
İkincisi: Toplum ve kişi haklarına tecavüz edenlerdir. Bu kamu haklarına saldırı ve kişinin -ister doğuştan ister sonradan elde ettiği- haklarını gasp etme, kişiye veya kamuya her türlü işkence, baskı ve hak ihlâli şeklinde ortaya çıkar. Hak ve adaleti dağıtma makamında olanlar, adaletten ayrılırlarsa; zalim olurlar. Zulmün kişiden kitleye, kitleden kişiye doğru gerçekleşmesi arasında fark yoktur. Zulüm zulümdür.Zulmu işleyenlere zalim denir
Üçüncüsü: Kendi kendine zulmeden zalimler. Bu, kişinin Allah’a karşı hata işleyerek içine düştüğü günahkârlık, ya da bedenin veya ruhun hakkını vermeyerek, kendi bünyesindeki dengeyi bozmaktır
M-Y- Soyalan =Kuranı kerim terimler
Zâletâ /Zeval Zail: Arapça zāla زال "zail oldu, düştü, gitti, eksildi" fiilinin masdarıdır.güneşin inişe öğleden sonraki zamanada zeval denir.Zâle aslı Bir şeyin meylederek yolundan ayrılmasına denir Bu kelime türevleriyle inişe geçme, duraksama, tükenme ve sona erme, ölüm yani Ayette gökleri ve yeri yok oluvermekten, Allah koruyup tutuyor.
Zakkûm: Arapça bir kelimedir. manasının kötü olduğunu gösterir. Çünkü za ve kâf harfleri, sadece manasız ve kötü şeyleri ifade için kullanılır.Tadca acı, dokunma açısından sıcak ve yakıcı, koku bakımından pis, görünüş bakımından ise simsiyah olup, yenilmesi zor, yutulmas güç ve zorlu yedirilen nitelikte olduğu ifade eder Bizim dilimizde de zıkkım” aslında zakkumun ta kendisi. Çok zehirli bir bitki olan zakkum, eski çağlarda kuvvetli bir zehir olarak da kullanılıyordu
Zul: kelime anlamı tek sahipi olan demektir.Allah'ın tanıtan sıfat tamlamasıdır.Zu ile başlayan isimler çift kanatlı iki vasıfını bölünemezliğini ifade eder. Birden fazla isim gibi görünsede bütün olarak tek bir isimdir. Tüm Sıfatlarının azametini mükemmeliğini ifade eder
Ziyâ Vakit hesabı yapılan Güneşten gelen ışındır.
Nur : Işığın kaynağı güneşten gelen ışını/ ziyâsı, Ayın üzerine nur olarak iner. Ay güneşten yansıyan nur kadar yansığı kadarı göründüğü için ona hilal, yarımay veya dolunay denir
Zenb kelime anlamı :Arapça lügatte, “isyan, karşı gelme, suç, kabahat gibi günaha “zenb” denmektedir. Zenb, kuyruk, arka, peşi anlamına gelir. Günahın zenb olarak adlandırılmasının nedeni günahın arkasının geleceği, insanı rahat bırakmayacağı ve sonuçta azaba neden olacağından dolayıdır.iş sonuç itibariyle ona vebal yüklüyorsa, ceza almasına sebep oluyorsa o işi ‘zenb’tir. Bu kelimenin asli anlamı bir şeyi kuyruğundan tutmaktır. zenebtuhu; kuyruğundan tuttum demektir. Bu kelime bir şeyin kuyruğu nokta-i nazarından akıbeti kötü addedilen her fiil için kullanılır. Bundan dolayı günah, ardından meydana gelecek şey dikkate alınarak bu şekilde isimlendirilmiştir.(Rağıb)
İsm kelimesi de günah mânasına gelir. Ancak günah ile aynı anlamda kullanılmış ise de aralarında ince fark olduğu söylenebilir. Şöyle ki “zenb” kasıtlı ve kasıtsız günahlara delalet ederken, “ism” sadece belirli bir kasıt ve seçim neticesinde işlenilen günahlardır.
Zebûr kelime anlamı : =زَبُور, Hikmet/ hüküm veren bir kitap anlamındadır. Sadece Davut aleyhisselama indirilmiş bir kitapın değil ,tüm nebilere verilen kitaplardan bir kitap anlamındadır
Zekat:(z-k-y) Bu kelimenin kök anlamında çoğalma, gelişme, arınma ve bereket ,temizlik gibi ” anlamlara sahiptir.Zekat kelimesi sadece zekat -ibadetini değil bazende bu formatta gelir Örneğin Sevgi arttı (zeka’l-hubb), mal çoğaldı (zeka’l-mâle), (zeka’r-racul) adam kendini geliştirdi ,temizledi şeklinde de kullanılılabilir.Bu ayette o hallerini değiştirsin çoçuğun huyu temiz olsun şeklinde gelmiştir..
Zikir kelime anlamı :Toplumuzda Zikir kavramı, dar anlamda anlaşılmış onun dışına çıkılmamıştır Kur’an’da çok geniş bir anlama ve muhtevaya sahip olduğu halde günümüzde neredeyse tek anlama düşürülmüş zikir denilince belli sayılarda islami sözcükleri dil ile tekrar tekrar okumaktır anlaşılmıştır Kur'an'da zikir kelime türevleri Zikir-Zikra-, Tezkir, Mezkür,Müzekkir,Zakirat ,Zakiriyn,zeker,Zükür,Zükran,Ehli Zikir Çoğulu zükûr, ezkâr gibi gelir. Kuran'da bu kelimeler kuran daki bilgi ile anmak, hatırlamaktır. Kısaca kurani hayat bilgisini hatırlama , hatırlatma ya da hatırda olanı muhafaza etme, söylemek, bahsetmek, hatırlamak, hatırlatmaya ,düşünceye sevkeden ibret ,düşünme,öğüt, ihtar, uyarı diyebiliriz.
Kuran tezkir bir zikirdir. Hatırlatmadır.Hatırlatıcıdır.Allah insanların fıtratını islama uygun hale getirerek yaratmıştır.Ve İnsanlara tercih etme hakkı tanımıştır.Fıtratında Var olduğu olduğu halde bir şekilde kaybolmuş olanı kuran bilgisiyle yeniden ortaya çıkarmaktır.Bu yüzden Allah insanın farkına varamadıklarını ve bilmediklerini öğretir ve bu bilgileri kullanıma hazır bir şekilde zihnimizde izni ile yer eder.Dünya hayatımızda o bilgileri sürekli hatırlayarak kullanırız.Unutsakta Allah'a koruması altında güncellenir.Kuran'ımızdaki ibretleri bilgileri kendi hayatımıza öğüt olacak şekilde tekrar tekrar hatırlarız.Her öğütü hatırlama ve fiili kullanma birer zikir olur insanın zihnini , hayatını , yaşamını , düşünce yapısını ve tasavvurunu inşa eder.Hatırlattıkları Fıtratımızla Kurani hakikatler asla çelişmez-çatışmaz.
Ziynet kelime anlamı : :Arapça, Süs ve süslemek anlamına gelen za’ne زَانَ kökünden gelen bir sözcüktür. Güzellik katan veya çirkinliği gideren hal, durum, Ziynetin takı, mücevher ve doğal tabii süsler, bir şeyin zatında, tabiatında var olan güzellik, süslülük, lekesizlik, kusursuzluk bunun zıttı ise bir şeyin zatındaki süsü veya süslülüğü, güzelliği bozan çarpıklık anlamında çirkinlik zuyyine :süslü gösterildi. , gibi olan anlamları olduğu gibi kadının ve erkeğin ferçlerine sev’e denilmesi, bu organlar İnsanın özeli ,sahsiyetine ait olan unsurların çıplaklık hali ,açılıp saçılması ,bedensel ziynetini ,bir leke gibi süsü bozan davranışlardır.
Kur'an'da ziynet ve aynı kökten türeyen kelimeler gerek maddi gerekse manevi anlamda mecazen kinaye yoluylada süsü ve süslenmeyi güzellik ,iyilik , İmanı sevdirip kalplerine sindirdiği belirtilirken onu süslü iman süsü ile süslenmesi anlamında .anlatmak üzere kullanılmıştır .
Zıhar :Câhiliye de kadının kocası bir şeyi bahane edip veya kızıp sen bana anamın sırtı gibisin der ve bu yüzden karısı bir bakıma anası gibi olur, bir daha aralarında karı-koca ilişkisi kalmaz ve kadın evlenemez ailesine dönemez mağdur perişan olurdu, âyetle bu çirkin âdeti kaldırıp daha insanî ve âdil hükümler koymuştur.
Zûntikâm kelime anlamı :hak edildiği kadar ceza veren Allah’tır.anlamında-dır
Zuhruf 43/65 Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azâbından vay o zulmedenlerin hâline!
فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ أَلِيمٍ
Fahtelefel ahzâbu min beynihim, fe veylun lillezîne zalemû min azâbi yevmin elîm
فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ أَلِيمٍ
Fahtelefel ahzâbu min beynihim, fe veylun lillezîne zalemû min azâbi yevmin elîm
Not :Hz. İsa geldiği zaman İsrailoğullarını çeşitli gruplara, mezheplere bölünmüş durumda buldu.
Bunların en önemlisi şu dört gruptu:
SADÛKİLER: Yahudi mezhebi. Bu mezhepten olan Yahudiler, Allah'ın Dünya'yı yaratıp sonra, Dünya'yı kendi haline bıraktığına inanırlardı.Ahiret inancları yoktu..
FERİSÎLER: Bunlar sadukîlerle sürekli mücadele ediyorlardı. Onların ayinlere ve ibadet şekillerine fazlasıyla önem vermelerini, ölümden sonra dirilişi, ve kıyamet gününde hesaplaşmayı inkar etmelerini yadırgıyorlardı. Ferisîlerin en belirgin özellikleri, mistik ve tasavvufi bir hayat tarzı seçmeleriydi. Bununla beraber içlerinde bilgelikleri ile övünenler, büyüklenenler de yok değ,ildi. Hz. İsa onların bu kibirlerini ve gösterişli sözlerini yererdi. .
SAMİRÎLER: Bunlar Yahudi ve Asur karışımı bir gruptular. Musevi kitapları olarak bilinen eski dönemden kalma beş kitaba uyuyorlardı. Sonraki dönemlerde bunlara eklenen ve diğer gruplarca kutsal olarak bilinen öteki kitapları kabul etmezlerdi.
ASİLER veya ESSİNÎLER: Bunlar yahudi gruplardan kopuk bir hayat yaşıyorlardı. Nefse eziyet etme, dünya nimetlerinden yararlanmama yolunu tutmuşlardı. Aynı şekilde cemaatlerinde de sıkı bir düzenle yaptıklarını ilahi doğru olduğunu savunuyorlardı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder