Gafur :Mubarek isimlerinden mübalağa ile gelmiştir.Kelime gfr örtmek ve korumak anlamı vardır.Örten koruyan Allah sadece bir günahı değil her çeşit, her durumda günahı bağışlar.
Gaflet kelime anlamı : İnsanın tam anlamıyla kendine yabancılaşması demektir.
Gadab kelime anlamı : Rızanın zıddıdır, yani razı olmama ve öfkelenme halidir.Kur’an’da yer alan ve “duygu”ifade eden bazı kavramlar hem Allah için hem de insan için kullanılmıştır.Kur’ân’da Allah’ın İlâhî gadabından hem de insanların beşeri gadabından bahsedilmektedir.Allah’ın bazı amellerden razı olmadığı ve bunları şiddetle cezalandıracağı yönünde ifade edilmektedir .İnsanın kendi öfkesine kıyasla Allah’ın öfkesini anlamaya çalışmasını istemektedir. Allah’ın gadabının, insan açısından tam anlamıyla idrâk edilemez .İnsanın gadabının ortaya çıkartan engellenme, aciz kalma, güç yetirememe, söz dinletememe ve benzeri bir takım beşeri zaaflardandır. Allah ise bu eksikliklerden münezzehtir. Müminlerin, gadab ettikleri zaman bağışlayıcı olduklarından bahsedilmiştir. Dolayısıyla gadab etme fiili,Kur’ân’da sadece Allah’a ve mü’min kullara izafe edilmektedir. Kâfir, müşrik ve münâfıkların öfkeleri ise “gadab” kavramıyla ifâde edilmemiştir (alıntıdır)
Gayz kelime anlamı Gayz kalsik luğat bilgisinde gadabın şiddetlisi, gadabın başlangıcı ve gizli gadap olarak tarif edilir.İntikam almaya güç yetiremeyenlerin acizlerin içlerinde sakladıkları nefret ve hüzünle karışık şiddetli öfke ifade eder. Kuran'da bu kökten türeyen kelimeler değişik şekilleriyle on ayrı âyette zikredilmiştir Öfkenin çok daha şiddetlisi ve heyecanlısıdır. Cehennem’in, müşriklerin, kâfirlerin, münâfıkların,Firavun ve yardımcılarının öfkelerinden alçalışlarını zikredilmiştir. Kur’ân’da müminlerin gayzından bahsedilirken bile olumlu anlamda, onların gayzlarını yuttuklarından ve kâfirlere karşı kalplerinde hissettikleri gayzın ancak Allah yolunda cihat ettikleri zaman giderildiğinden bahsedilmektedir.
Kur'an'da Öfke Çeşitleri şunlardır.
Sehatin Suht : Kur’ânı Kerîm'in dört yerinde geçenسخط razı ve hoşnut olmanın tersini iğrenç, tinsinç, tiksindirici.,buğzetmek olduğunu ifade etmektedir.Kur’ânı Kerîm'in üç yerinde Allah’ın öfkesini ve hışmını anlatan bu söz,bir yerde de münafıkların kızgınlığını ifade etmek için kullanılmıştır.
mak مَقْ :Kur’ân’da Allah’ın gazabı, öfkesi anlamında kullanılan mak kelimesi, Çirkin, fena, kötü, yakışıksız, ayıp.bir işe karşı duyulan öfke ve buğzetmenin en şiddetlisi nefret, sevmemek hoşlanma mak şeklinde tarif edilmiştir
Esef :Kanın intikam arzusuyla hareketlenmesi anlamına gelir Bu heyecan, karşıdaki daha zayıf olduğu zaman genişleyip gadab haline, daha güçlü olduğu zaman ise azalıp hüzne dönüşü
Kılâ : Duhâ Suresi’nin 93/3: “Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.Olumsuz Yaygın kulanımı, şiddetli buğzetti, hoşlanmadı, kerâhetin nihâyet sınırı ile kerih gördü, terk etti,hicret ile terk etti gibi anlamlara gelmektedir.yürekten öfkelenenler” manasındadır.Şuarâ, 26/168: “Ben sizin amelinize şiddetle, yürekten öfkelenenlerdenim
Gava /ğay kelime anlamı : Gayy, "rüşd"ün zıddıdır. Aklın istikametini ve yolun doğrusunu kaybetmiş demektir. Yanlış bir dini inanç, boş hayallere kapılarak bişeyler yapmak demektir.
Ğarûr kelime anlamı :Başkasının gafletinden istifade eden çok aldatıcı anlamına gelir.nsanı ahlâkî anlamda saptıran herhangi bir saptırıcıyı ifade etmektedir. Bu saptırıcı şeytan, başka bir insan, soyut bir kavram veya boş bir kuruntu olabilir Bu .ayet, hem dünya hayatının ayartısına hem de çarpık düşüncelerin saptırıcı etkisine karşı insanı uyarmaktadır.
GÜNAH Ayetlerde her günah'ın bir anlamı vardır. Yeri geldikçe öğrenelim diye ayette geçen kavramların anlamlarını lüğatlardan tanımlarına yer veriyorum
Lemem: küçük günahlardır. "lemem" şu mânalarla da açıklanmıştır:
a) Kişinin aklından geçirdiği fakat eyleme dönüştürmediği kötülükler.
b) Yapmaya başlamışken pişmanlık duyup vazgeçtiği kötülükler.
c) müslüman olmadan önce işlediği şirk ve diğer günahlar.
d) Dünyada cezayı âhirette de azabı hak ettirmeyecek derecedeki günahlar.
kebâiral ismi :Kebâir, Allah'ın açık ve net bir şekilde, yapılmasına karşılık cehennemini va'dettiği şeylerdir Kebâir, Allah'ın, isteyenleri,can baoğaza gelmeden hemen sadece tevbe ile dönüş şartıyla bağışladığı günahlardır.
El-İsm, ise : işlediği, kınanmaya müstehak kılan günah demektir. Çoğulu âsâm’dir.Bu kelime kur'anda Allah’ı hoşnut etmek gibi bir niyeti olmayan çok ihmalkar ciddiye almadığı için günahkârlığı kasti yada seçiminden dolayı hatalı olan ,Şirk,Zenb/günah ,Zina ,kasden veya Hatâ ile eylemleri sürekli yapan anlamlarına sahiptir
Fevâhiş:"fahiş" kelimesi Arapça'da, çirkinliği kapatılamayan nahoş şeyler için kullanılır.Fevâhiş ise, yapılması halinde, Allah'ın dünyada iken cezalar koyduğu şeyler" diye tarif edilmiştir.Çirkin sevilmeyen yüz kızartıcı söz veya davranışta çok ileri gitmek söz ve cevapta taşkınlık etmek”
Kur'an'da Öfke Çeşitleri şunlardır.
Sehatin Suht : Kur’ânı Kerîm'in dört yerinde geçenسخط razı ve hoşnut olmanın tersini iğrenç, tinsinç, tiksindirici.,buğzetmek olduğunu ifade etmektedir.Kur’ânı Kerîm'in üç yerinde Allah’ın öfkesini ve hışmını anlatan bu söz,bir yerde de münafıkların kızgınlığını ifade etmek için kullanılmıştır.
mak مَقْ :Kur’ân’da Allah’ın gazabı, öfkesi anlamında kullanılan mak kelimesi, Çirkin, fena, kötü, yakışıksız, ayıp.bir işe karşı duyulan öfke ve buğzetmenin en şiddetlisi nefret, sevmemek hoşlanma mak şeklinde tarif edilmiştir
Esef :Kanın intikam arzusuyla hareketlenmesi anlamına gelir Bu heyecan, karşıdaki daha zayıf olduğu zaman genişleyip gadab haline, daha güçlü olduğu zaman ise azalıp hüzne dönüşü
Kılâ : Duhâ Suresi’nin 93/3: “Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.Olumsuz Yaygın kulanımı, şiddetli buğzetti, hoşlanmadı, kerâhetin nihâyet sınırı ile kerih gördü, terk etti,hicret ile terk etti gibi anlamlara gelmektedir.yürekten öfkelenenler” manasındadır.Şuarâ, 26/168: “Ben sizin amelinize şiddetle, yürekten öfkelenenlerdenim
Gava /ğay kelime anlamı : Gayy, "rüşd"ün zıddıdır. Aklın istikametini ve yolun doğrusunu kaybetmiş demektir. Yanlış bir dini inanç, boş hayallere kapılarak bişeyler yapmak demektir.
Ğarûr kelime anlamı :Başkasının gafletinden istifade eden çok aldatıcı anlamına gelir.nsanı ahlâkî anlamda saptıran herhangi bir saptırıcıyı ifade etmektedir. Bu saptırıcı şeytan, başka bir insan, soyut bir kavram veya boş bir kuruntu olabilir Bu .ayet, hem dünya hayatının ayartısına hem de çarpık düşüncelerin saptırıcı etkisine karşı insanı uyarmaktadır.
GÜNAH Ayetlerde her günah'ın bir anlamı vardır. Yeri geldikçe öğrenelim diye ayette geçen kavramların anlamlarını lüğatlardan tanımlarına yer veriyorum
Lemem: küçük günahlardır. "lemem" şu mânalarla da açıklanmıştır:
a) Kişinin aklından geçirdiği fakat eyleme dönüştürmediği kötülükler.
b) Yapmaya başlamışken pişmanlık duyup vazgeçtiği kötülükler.
c) müslüman olmadan önce işlediği şirk ve diğer günahlar.
d) Dünyada cezayı âhirette de azabı hak ettirmeyecek derecedeki günahlar.
kebâiral ismi :Kebâir, Allah'ın açık ve net bir şekilde, yapılmasına karşılık cehennemini va'dettiği şeylerdir Kebâir, Allah'ın, isteyenleri,can baoğaza gelmeden hemen sadece tevbe ile dönüş şartıyla bağışladığı günahlardır.
El-İsm, ise : işlediği, kınanmaya müstehak kılan günah demektir. Çoğulu âsâm’dir.Bu kelime kur'anda Allah’ı hoşnut etmek gibi bir niyeti olmayan çok ihmalkar ciddiye almadığı için günahkârlığı kasti yada seçiminden dolayı hatalı olan ,Şirk,Zenb/günah ,Zina ,kasden veya Hatâ ile eylemleri sürekli yapan anlamlarına sahiptir
Fevâhiş:"fahiş" kelimesi Arapça'da, çirkinliği kapatılamayan nahoş şeyler için kullanılır.Fevâhiş ise, yapılması halinde, Allah'ın dünyada iken cezalar koyduğu şeyler" diye tarif edilmiştir.Çirkin sevilmeyen yüz kızartıcı söz veya davranışta çok ileri gitmek söz ve cevapta taşkınlık etmek”
Seyyiat kelime anlamı: Sözlükte “kötülük etmek; kötü ve çirkin olmak” anlamlarındaki sev’ masdarından türemiş bir sıfat olan seyyi’ kelimesinin müennes şekli seyyie hem “günah, kötülük, çirkin iş, kötü nesne” gibi anlamlarda isim hem de sıfat olarak kullanılır; karşıtı hasenedir. Aynı kökten türeyen isâet “kötülük etmek”, isim olan sû’ da “günah, kötülük, çirkin iş” mânasına gelir Râgıb el-İsfahânî’ye göre hasene her türlü iyilik ve güzelliği, seyyie de bütün kötülük ve çirkinlikleri kapsayan lafızlar olup bunların Kur’an’da biri aklın ve dinin değerlendirmesine, diğeri insan tabiatınca hoş karşılanmasına göre iyiyi ve kötüyü ifade eden kavramlar şeklinde kullanıldığı görülür.Allah’a kulluk konusundaki kusurlara “zenb”, insan haklarıyla ilgili kötü ve çirkin iş, zararlı ve yıkıcı davranışlara ise seyyie denildiğini belirtmiştir
es sûâ :Türkçede en kötü, çok kötü yani çok fena çirkin kötülüğün abartılısı
esâu : fenalık yapanlar
Yukardaki iki kelime arapçada seyyiat kelimesinin türevidir. Aynı kökten türeyen isâet “kötülük eylemi yapmak ayette geçen , isim olan sû’ türevide a “iğrenç,fena ,çirkin iş , şimdi ayetleri arapça karşılıklarıyla okuduğumuzda hepsine kötülük şeklinde ceviri yapmışlar.Kelimeyi incelediğimizde es sûâ kelimesi fena çirkin iğrenç işler ve suistimal etmek anlamına gelir.
esâu : fenalık yapanlar
Yukardaki iki kelime arapçada seyyiat kelimesinin türevidir. Aynı kökten türeyen isâet “kötülük eylemi yapmak ayette geçen , isim olan sû’ türevide a “iğrenç,fena ,çirkin iş , şimdi ayetleri arapça karşılıklarıyla okuduğumuzda hepsine kötülük şeklinde ceviri yapmışlar.Kelimeyi incelediğimizde es sûâ kelimesi fena çirkin iğrenç işler ve suistimal etmek anlamına gelir.
sûud dâr : ed dâr yurt demektir. sûu-sue gibi kelimeler kötü ,fena ,berbat iğrenç olduğunu hatırlarsak nasıl kötü bir yermiş ibret alalım
sûel azâbi :sûe fena iğrenç kötünün en kötüsü anlamlarına gelir
sûel azâbi :sûe fena iğrenç kötünün en kötüsü anlamlarına gelir
Ğusâ :Sel sularının mer’alardan ve tarlalardan sürükleyip dere kenarlarına attığı çerçöp” anlamına gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder