Dâbbe: Debb veya Debib, debelenmekte olan canlı. Hareket etme özelliği olan, canlı demektir. Hafif yürüme, debelenme. Hareketi gözle görülmeyen şeyler için de kullanılır. Tefsir kaynaklarına göre Kıyametin büyük işaretlerinden biri.
Dalâlet kelime anlamı : Doğru yoldan bilerek veya yanlışlıkla sapmaktır. Kelimenin temelindeki mâna “çölde yolunu kaybetmek”tir.Hüdânın karşıtıdır. Hidâyet ise “çölde yolunu bulmak”tır.
Dalâlet:Türkçe sözlükte sapmak, sapkın ve sapıklık olarak cevrilmektedir.Lüğat anlamı Doğru yolu bilerek yada hata ile kaybetmek veya sapmaktır.Hidayet kelimesinin zıddı çölde yolunu kaybetmek dalâl kelimesi ile ifade edilirdi.
Kur'an'ı kerimde ise türevleriyle birlikte bilerek ve ya sonunu düşünmeden ,bilmeden doğru yolunu kaybetmek, ,gaflette/habersiz olmak, şaşkın olma ,unutma ,yanılgı , yolu bulmada kararsızlık, bocalama, arzu ve isteklerine yenik düşmesi ile yanlış yollar peşinde koşan ,yoldan alıkoymak, sapkın helak gibi anlamlara gelen karanlık ve çıkmaz bir yoldur.Tüm bu ve benzeri sapmalardan kurtulmanın yolu ise Hayatımızı Kur’an’a dayandırmaktır.Yoksa sapkın ve sapıklık olarak Yahudiler gibi bilerek ,isteyerek, kasten ,Allahı hakkıyla takdir etmeyen ,elçilerinin getirdikleriyle alay eden,ahireti red eden dünyaya düşkünlüğü olan amelsiz kulluk veyahut ; Hıristiyanlar gibi doğru düşünemediklerinden dolayı sadece ahirete önem verilerek dünyadan el etek ,çekmek, ruhbanlık ,kalbi boş imani bilgisizlikten,doğru yolu bulamadıklardan dinin emirlerine ilaveler ,din alimleri ve elçisini ilahlaştıran,bu ve benzeri sapmalardan Allah'ın elçileriyle davet ettiği hidayet yoluna tabi olmaktır
Din kelime anlamı :Arapçada d-y-n د-ي-ن kelimesinden türeyen isimdir Deyn borç demektir. Bu anlamda ''deyn'', kelimesi ile insanların birbirine olan borcu ifade eder.Bizi yaratan , aciz olduğumuz her türlü ihtiyacımızı var edip, koruyup gözeten her şeyimizi borçlu olduğumuz Allah'ın bizden uymamızı istediği emir ve yasaklarının bütününe din denir.
Kur'an'ı kerimde Din kelimesinin kullanımı
a-Allah’ın gönderdiği Tevhid Dini anlamında
b- Ahiret,ceza, yani amellerin karşılığını verme hesab günü anlamında
c-İlâhî olan en mükemmel nizamı (düzeni) ölçüsü Allahın belirlediği düzenin adı dinü’l-kayyim ç-dosdoğru din islam anlamında
d-Bizzat dinin kendisi anlamında, Hüküm, şeriat ,kanun ve düzen anlamında
e-Millet (bir dine inanan topluluk),anlamında:
Kuran'da kerimde din kelimesiyle gelen kelimeler dinü’l-hâlis -katıksız- Allah’a has din ,dinü’l-hakk’ -dosdoğru hakikat dini -,dinullah -Allah’ın dini gibi olumlu anlamları olduğu gibi ve dinde Aşırılık haddi aşmak, dine ilâvelerde bulunma , âdet ,karşı Din "sizin dininiz size, benim dinim bana! gibi buna benzer olumsuz anlamlarıyla geçmektedir. ,
Duhan : Arapça’da tüten ,duman çıkan manasına gelen ''dahn'' kökünden gelir.Kur'an'da iki defa kullanılmış birincisi Fussilet 11.ayeti , ikincisi Duhân 10 ayetidir..Duhan nedir.? İlk Müfessirlerden beri bu tehdid hakkında farklı görüşler sunmuşlar.Bu görüsler hemen hemen bir çok tefsirlerde aynı benzer ve değişik formatlarda izah edilmiş Bir bilgi niteliğinde anlatılanların özetini veriyoruz
Bu görüşlerden ; Birinci görüş söylendigi gibi dumanin gögü bürümesi olayı gerçeklesmistir. Sonra Allah rasulu'nun a.s duası sonucu bu azap müsriklerin üzerinden kaldırmıstır. anlatıldığına göre ;Abdullah b. Mes’ûd ; Mekke müşrikleri, özellikle Kureyş Resûlullah a.s getirdiği dâvete karşı direnişlerini sürdürmede ısrarlı davranarak Müslümanlara karşı terör ve işkenceleri artırdıklarını görünce Rasullullah aleyhisselam Allah’a şöyle dua eder '' Ya Rabbi, bu zalimlere Hz. Yusuf dönemi kıtlığına benzer bir kıtlık ver. Rabbimiz de icabet buyurarak Mekke halkını müthiş bir kıtlığa uğratmıştır. İşte Allah’ın bu azabının etraflarını kuşattığı Mekke müşriklerinin açlıktan gözlerinin feri gitmiş, etraflarını bir duman kaplamıştı. Bunun üzerine çaresiz kalan Mekkeliler Hz.Rasullah aleyhisselam 'dan bu felâketin kaldırılması için onun Rabbine dua edip yalvarmasını istemişlerdir.Ve bu kıtlığın kaldırılması halinde Allah’a ve elçisine iman edeceklerine dair söz vermişlerdir. Fakat bu kıtlık biraz biraz kaldırılınca zalimler peygambere ve beraberindeki Müslümanlara karşı işkencelerini daha da artırmışlar.
Bazıları da şöyle demiş ;Henuz vuku bulmayan bu tehdit vaktini ancak Rabbimizin bildiği dumanin ortaya çikisini beklemeye iliskin Kur'an'da sik sik tekrarlanan türden bir kiyamet tehdididir.Bu duhânın kıyamet öncesi gerçekleşecek bir duman olduğunu iddia etmişlerdir.İlk dönemlerin alimlerine göre kıyamete yakın bir zamanda gökten bir duman inecek dünyanın doğunu ve batısını kuşatacak ve yeryüzü âdeta bacasız bir fırın halini alacak, içinde ateş yanmış bir oda gibi ısınacaktır. Mü’minler bu dumandan nezleye tutulmuş bir kimse gibi çok hafif etkilenirlerken, kâfirler ise şiddetle sarsılacaklar, âdeta sarhoşa döneceklerdir
En son görüşde bu azap mânevî de olabileceğini şöyle ki: Bir önceki sûre Zuhruf 36 Ayetinde Rahmanın zikrini görmemezliğe gelenlerin manen bulanık görmeye mahkûm olacaklarını ifade ettiğinden manen zihin bulanıklığı hayatı kararttığını ifade eder demişler. Bu görüşleri inceledik. Bilmediğimizi öğretene Allah'a teslim olalım. Acele etmeyelim. susup dinleyelim, ilmimizi zenginleştirsin duasıyla.. Kur'an okundukça ayetller birbirini açıkladıkça Rabbimiz kalem ile doğrusunu bilir,bize açıklar yolumuzu aydinlatır Beraber Rabbimizin izni ile ayetlerimizi okuyalım. Zihin teri ile tüm esmalarının ve el alim, hüküm ve hikmet sahibinin gösterdiği gibi kalbimizi mutmain edecek bilgiler ikram eylesin
Dehr, Dehrî: Sınırı belli olmayan uzun zamanlar. Evrenin yaratılışından yıkılışına kadar süren zaman. Evrenin bekası süresi, uzun müddet. Dehrî ise, insan hayatının bu dünyada yaşanan ömürden ibaret olduğunu kabul eden ve ahiret hayatını inkar eden dünya görüşüne, felsefi düşünceye mensup kişi. Ateist.
Duhâ: Kuşluk vakti, yani güneşin yükselmeye başladığı vakit;Güneş ışığından gelen aydınlığının, gündüz boyunca yeryüzüne yayılması ve güneşin açıkça görülmesine denmektedir..Daha sonra kuşluk vakti olarak özel adı ile bilinir olmuştur.Bu isim Kurban bayramı anlamına gelen arapçada karşılığı İdul edha'dır. Kurbanlar kuşluk vaktinde kesildiği için Udhiyye veya dahiyye bütün kurbanların genel adı olmuştur.Kur'an'ı kerimde daha çok vahyin başlangıcını ve cahiliye gecesini sona erdiren, vahiy güneşi karanlıklardan aydınlığa çıkartan nur anlamınada gelir
Dua, kuldan Allah’a doğru yapılan çağrı demektir. Dua, kulun kendi varlığının bilincinde olarak acizliğinin idrakine varıp Yaratıcı’ya sığınmasıdır. kulun Yalnızca Rabbine yönelmesi ,yakınlaşması sadece O'ndan medet bekleyerek , yardım dilemesi veya bir istek için huzurunda durmasıdır Dua ve Ibadet aynı kavramın içindedir
Kur'an'da Du'â', altı şekilde tefsir edilir:
Dua', kavl-söz ,manasında kullanılır;
ibadet -kulluk manasında kullanılır;
Nida [seslenmek, yüksek sesle çağırmak,
ed-Duâ', istiğâse /yardıma çağırmak
Du'â kelimesi, istemek, istekte talebte bulunmak manasında kullanılır;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder