Bu Blogda Ara

2 Şubat 2019 Cumartesi

C-Kuran Kelime Sözlüğü

 C

Cahil kelime anlamı :  Arapçada cahil kelimesi, ‘bilmeyen’ değil ‘kendini tutamayan’, kendine hakim olamayan, nefsine yenik düşen kin ve öfkeyle hareket eder anlamına gelir. Allah insanları bilmediğinden sorumlu tutmamıştır. Cahillik eden bilmediği için değil kendine hakim olamadığı için eder. Türkçe’de cahil kelimesine arapça kökenli bir kelime olmasına rağmen farklı anlam yüklenmiştir.
Bilmediği bir şeyi Allah’tan istemek”, cehalet anlamına gelmektedir. Kur’an’daki kavramlar konusunda büyük bir otorite kabul edilen
Rağıb el-İsfehani, cehl kelimesine, Kur’an’a dayanarak üç anlam vermiştir:
1-Nefsin bilgiden boş olmasıdır.
2-Gerçeğin dışında bir şeye inanmaktır.
3-Bir konuda yapılması gerekenin veya hakkın tersini yapmaktır.(Rağıb)

Cahıym: Kat kat yanan, alevi ve ısı derecesi yüksek ateş” anlamında olup 26 âyette geçer. Kur’an’da daha çok cehennem yerine, birkaç âyette de “tutuşturulan yakıcı ateş” anlamında kullanılmıştır.

Casiye 45/21 Yoksa kötülükleri işleyenler kendilerini, hayatları da ölümleri de bir olacak şekilde, iman edip salih ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kadar kötü hüküm veriyorlar!
أًمْ حَسِبَ الَّذِينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّئَاتِ أّن نَّجْعَلَهُمْ كَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَاء مَّحْيَاهُم وَمَمَاتُهُمْ سَاء مَا يَحْكُمُونَ
Em hasibellezînecterahûs seyyiâti en nec’alehum kellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti sevâen mahyâhum ve 
Tefsirlerde okuduğum bu rivayetler beni çok etkiledi Buyrun okuyalım. :İbnu'l-Mübarek tarafından aktarılan şu rivayeti  kaydetmektedr: Mekkelilerden bir adam dedi ki: Bu zat hıristiyan bir kimse idi. Gelip biat etti ve müslüman oldu.Burası durduğu bir yerdir. Ben onu bir gece sabaha kadar yahutta sabaha yakın vakte kadar Allah'ın kitabından bir âyeti ok­yup, rükua ve secdeye varıp ağlayıp durduğunu gördüm. O âyet: "Yoksa kötülük işleyenler kendilerini iman edip salihli amel işleyenler gibi kılacağımızı... mı sandılar?" âyetinin tamamıdır.
Beşir dedi ki: Bir gece er-Rabt' b. Haysem'in yanında kaldım. Kalktı, namaz kıldı, bu âyet-i kerimeye gelince, sabah oluncaya kadar bu âyetten ileri geçemedi. Bu arada da çok şiddetli ağlayıp durdu.
 Sonra da şöyle diyordu: Keşke ben bu iki kesimden hangisinden olduğumu bir bilebîlseydim. Bu âyet-i kerime Allah'a takvalı olmaya çok dikkat edenlerin  ağladığı âyet diye adlandırılırdı. Çünkü bu, muhkem bir âyettir., sâe mâ yahkumûn

Ceza kelimesinin ayetlerde kullanımı  : Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem “yeterli olma, hayır veya şer bir davranışın tam karşılığını vermek”.  bu kelime “ödemek, ifa etmek, fayda vermek” anlamlarına da gelmetedir Nitekim, “Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez.”“ceza” kelimesinin mükafat manasına geldiği gayet açıktır.
 ceza: ج ز ي  bu üçlü kelime olumlu ve olumsuz anlamlarda çoğul ve tekil  ceza, جَزَاءُ cezā'u  karşılık ,جَازٍ cāzin  ödeme,جَزَاءً  cezā'en mükafat   جَزَاءً  cezā'e  ödül  الْجِزْيَةَ ve cizye gibi anlamlara sahiptir


 Cihâd kelime anlamı :
Düşmana karşı ger­çekleştirilen bir savunmada bü­tün gücünü harcamak, kullanmak demektir. Cihad üç kısmıdır. Birincisi kendisini açıkça belli eden düşman ile yapılan mücadele ve mücahede. İkincisi, şeytan ile yapılan cihad. Üçüncüsü, nefs ile yapılan cihaddır. Cihad kavramı bu üç anlamı da içinde taşır. Bu nedenle, mücahede (cihad) kav­ramı mukatele (savaşmak) deyiminden daha genel bir anlama sahiptir.
Allah uğrunda ciha­dın hakkı da onun hak ve ihlasa uygun olması, haksızlıktan, kötü gaye ve maksatlardan uzak olma­sı, mümkün olduğu kadar gev­şeklik ve tembellikten arınmış ol­masıdır.
 
Kur'ân'da türevleriyle birlikte 41 âyette geçmektedir. Cihad, Arapça bir kelime olup, "cehd" ve "cühd" kökünden gelir. Lügatta güç ve gayret sarfetmek, meşakkate katlanmak, kararlı ve şuurlu olarak gayret göstermek, amelde mübalağa etmek, zahmet çekmek gibi manalar ifade eder. Cihad; mal, can ve düşünce unsurlarından birisiyle yapılır.
Cihâd, ister sosyal eylem biçiminde, isterse şahsi gayret biçiminde, ister ekonomik masraf, isterse fiziki mücadele tarzında olsun ve ister dışarıdaki düşmana, isterse içerideki düşmana karşı yapılsın, Allah yolunda yapılan her türlü davranışı içine alır. Dolayısıyla savaş, cihadın önemli bir biçimini teşkil etse de ve cihad hakkındaki çeşitli âyetler esasen savaşmaya yönelik olsa da cihadı sadece savaşa indirgemek ve onunla sınırlamak, ona karşı yanhşhk ve haksızlık olur. Çünkü cihadda esas kasıt insanlarla savaşmak değil, kötülükleri, haksızlıkları, zulümleri ortadan kaldırmaktır.Halbuki cihad gayesiyle yapılmayan savaşlarda yukarıda saydığımız maksatlardan bir çoğu olamayabilir.
İslâm ıstılahında ise "cihâd", Allah Teâlâ'nın dinini tanıtmak ve başka dinlere üstün kılmak için, mal, dil, can ve diğer vasıtalarla elden gelen güç ve gayreti sarfetmeye denir.
Cihâd, Allah'a giden yola dikilen engelleri aşıp ruhla özdeşleşmek, Allah' rızası   için güç ve kapasite ölçüsünde uğraşmak, didinmek demektir. Bu itibarla cihad, ister Allah yolunda çekilen zorluklar, isterse nefisle yapılan mücadele olsun, her türlü sıkıntı ve işkenceyi içine alır. Dolayısıyla kişinin hoşuna gitse de, haramlardan kaçması, ibadetleri yerine getirmesi bir cihaddır
Kur'ân  hem İslâm'ı yeni iklimlere ulaştırma mücadelesinin hem de İslâm'ın başkalarına karşı direnmesinin adı olmuş ve böylelikle de yeni bir kavram haline gelmiştir. İşte kelimeye yüklenen bu anlam, câhiliye döneminde bilinmemiştir. Zira o dönemde sadece gayret sarfetmek ve çaba göstermek manalarına gelen bu kelimeye İslâm, bu çaba ve gayretin, sadece Allah yoluna hasredilmesiyle ona yeni bir anlam kazandırmıştır.Nitekim bu kavramın câhiliye döneminde dini anlamda değil sadece lügat manasıyla kullanıldığını görmekteyiz.

Cihâd, üç şekilde tefsir edilir:

1. Söz ile cihâd
"Furkan 25/52 :Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara karşı O’nunla (Kur'ân'la) büyük bir mücadele ver
فَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَجَاهِدْهُم بِهِ جِهَادًا كَبِيرًا
Fe lâ tutııl kâfirîne ve câhidhum bihî cihâden kebîrâ
Tevbe 9/ 73 Ey Nebi! ! Kâfirlere ve münafıklara karşı mücadele /cihad et ve onlara sert ,davran. Onların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü bir varış yeridir!
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
Yâ eyyuhân nebiyyu câhidil kuffâra vel munâfikîne vagluz aleyhim, ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel masîr
Tahrim 67/ 9 :Ey Nebi  Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı dik dur =tavizsiz  sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
Yâ eyyuhân nebiyyu câhidil kuffâra vel munâfikîne vagluz aleyhim, ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel masîr
2. Mallarıyla ve canlarıyla ile savaşma ve mücadele
Nisa 4/95  Mü'minlerden özürsüz olarak yerlerinde oturanlarla Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir değildirler. Allah mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara derece olarak üstün kılmıştır. Bununla birlikte Allah hepsine güzellik vadetmiştir. Ancak Allah cihad edenleri büyük bir ecirle oturanlara üstün kılmıştır.
لاَّ يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُوْلِي الضَّرَرِ وَالْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فَضَّلَ اللّهُ الْمُجَاهِدِينَ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِدِينَ دَرَجَةً وَكُلاًّ وَعَدَ اللّهُ الْحُسْنَى وَفَضَّلَ اللّهُ الْمُجَاهِدِينَ عَلَى الْقَاعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًا
Lâ yestevîl kâıdûne minel mu’minîne gayru ulîd darari vel mucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim. Faddalallâhul mucâhidîne bi emvâlihim ve enfusihim alâl kâidîne dereceh Ve kullen vaadallâhul husnâ. Ve faddalallâhul mucâhidîne alâl kâıdîne ecran azîmâ
3. 'Amel
Ankebut 29/ 6:Her kim cihad /mücadele ederse, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah,âlemlerden ganiydir hiçbir şeye muhtaç değildir.
وَمَن جَاهَدَ فَإِنَّمَا يُجَاهِدُ لِنَفْسِهِ إِنَّ اللَّهَ لَغَنِيٌّ عَنِ الْعَالَمِينَ
Ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsihî, innallâhe le ganiyyun anil âlemîn

Cin kelime anlamı : Bu kelime cenn kökünden türemiş bir kelime olup asıl anlamı, bir şeyi duyulardan saklamaktır. Kur’an’da yabancı insan, insanın idraki dışı, hüner anlamında kullanılmıştır. Kişiye örtülü olan her şey cin’dir. Cennehü’l-leylü: gece onu örttü, ecennehü: onu örttürdü, cenne’aleyhi: üzerine örttü şekillerinde kullanılır.Bu kelimeler de c-n-n kökünden türemiştir. Cennet: Toprağı ağaç yapraklarıyla saklanmış yer demektir. Cinnet: Aklın, fikrin saklanması, delirmek demektir. Cenin: Ana karnında saklandığı için bu adı almıştır. Cünnet: Kişiyi oktan, mızraktan sakladığı için kalkana bu ad verilmiştir. Canan; Duyu organlarından saklandığı için kalp anlamında kullanılmıştır.
Cinn kelimesi bütün eski ve yeni sözlüklerde “İnsanın beş duyusuyla kavrayamadığı, algılanamayan; ancak somut veya soyut, varlığı kesin olan güçler” olarak yer alır. Sözlüklerdeki bu tarife göre melek ve Şeytan terimleri de cin kavramı kapsamına girmektedir. Yani her melek ve Şeytan (algılanamadığı için) cin’dir. Ama her cin’in Şeytan veya melek olduğu söylenemez. (Rağıb)

Cehennem: Bu kelime Aslı Farsça cihnem ve  İbranice de  derin kuyu anlamıyla arapçaya giren cehennem  dibi görünmez derin kuyu demektir.Kur'an'da Cehennemin nitelikleri anlatan diğer isimleri ise şunlardır: Nar ateş ,Harîk yangın ,Hutame ezip yok eden, Sair alevler, Haviye uçurum, çukur, Lezâ halis ateş, bedenin iç organlarını söküp koparan, Sekar insanın derisini kavuran ateş, Cahim yakıcı ateş , Hamim kaynar su, Semûm sıcak rüzgâr, Siccîn hapishane, derin çukur
 “iyiler yarışında öne geçenlere ikramıdır.Mecazende Allah'a karşı sorumluk duyanlar ölünceğe kadar dünyada  huzur  cenneti, ahirette  sonsuz  saadet  cennetidir

İki Cennet /Bahçesi :Rahman 46-47Bu iki cennet sınıfına dahil olanlar vakıa suresinde  sağda olanlar bahtiyarlar” ve .İki cennetten maksad nedir? Cennet kavramı, umum ifade ettiğine göre, burada «iki» kelimesiyle anılmasının birtakım farklı mânaları olsa gerek. O bakımdan ilim adamları şu yorumlar üzerinde durmuşlardır:
1- Cennet'te büyük bir alanı kaplayan iki güzel bahçe,
2- Biri mü'min kimse için yaratılıp hazırlanan makam, diğeri kâfir için hazırlanıp mü'minin vâris kılındığı makam,
3- Biri kendisine tahsîs edilecek menzil, diğeri eşlerine ayrılacak konak,
4- Biri, oradaki göz alıcı konağı, diğeri geniş bahçesi,
5- Adn Cennet'i ile Naîm Cennet'inde ayrılan ayrı iki yurt.
Şimdi bu iki cennetin özellikleri neymiş ayetlerin devamını okuyalım 
 cennet içinde cennet   bazı özellikleri ile iki cennetten başka, iki cennet daha vardır ki, aşağıdaki ayetlerde bunlar kendine has bir görüntü arzeden koyuca yeşilliklerle örtülüdür; aralarından fışkırıp akan iki ayrı pınarla birlikte hurma, nar ve diğer meyvalar mevcuttur.Âyetlerde bütün meyva çeşitlerini içine alan «fakihe» ismi kullanılmış ve bu genel anlatımdan sonra özel anlatıma geçilerek hurma ve nardan söz edilmiştir. Bu, cennetteki hurma ve narın tarifi mümkün olmayacak güzellik, tad ve nefasetine ve cennetliklerin bu iki meyvaya daha çok rağ­bet edeceklerine işarettir.

Cilbab kelime anlamı : Kelime anlamı doğrudan kadınların vücutlarını örtmeleri ile ilgilidir.Cilbab, dış giysiden küçük, başörtüsünden büyük örtü Kadın onunla başını ve göğüs bölgesini örter. (Lisan’ul-arab) kötü niyetli erkeklerin rahatsız edici davranışlarını engeller.Kısaca büyük başörtü anlamında, hem başı hem de göğüs bölgesini örten bir örtüdür cilbâb entari, uzun gömlek anlamında da bilinir.Celb kelimesinin kök anlamlarını biraz incelersek sözlükte ; Yakaları kapatacak şekilde örtülen başörtüsü Diğer kök anlamları 1-isticlâb fiili Getirmek, celbetme  çekici anlamı 2-cellâb: büyüleyici, albenisi olan 3-celeb : ithal edilmiş, yabancı mal.4-meclebe fiili : dürtü, münasebet, sebep olan şey 5-celb ilâ nefsih; kendine doğru çekmek,6-celb alâ fersih; atı teşvik için haykırmak gibi anlamlara sahiptir.

Cüyub kelime anlamı :
 kısaca yaka anlamındadır. ceyb kelimesinin çoğulu. cüyubdur. Ceyb, gömlek, entâri gibi elbiseler giyilirken başın girmesi ya da baştan geçirilmesi için elbisenin ön ve ark asına sarkacak şekilde açılan yarık; elbisenin boyuna isabet eden kısmı ve açıklığın devamı; yakanın eklendiği yer anlamındadır.Nur24/31 Cuyûbihinne :Ayette geçen ikinci kelime ,Başörtüsünün de baştan itibaren yaka yırtmacının uzandığı kısma kadar örtülmesi gerektiğini ifade eder.Kadınların,başörtülerini başlarından itibaren boyunlarını ve önü ve arka yaka açıklığını kapatıncaya kadar örtmesi anlamında

El-cizye : Anlamı en çok çarpıtılan konulardan biri de  “Cizye”dir. Kuran dışı bilgiye  göre cizye; İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir vergi türüdür. Oysa ayetler arasındaki ilişki kurulduğunda “Müslüman olmayanlardan alınan bir vergi türü” değil  “savaşlarda saldırgan devletlerin, galip devletlere verdikleri zarar karşılığında Allah'ın koyduğu belirli  bir ceza demektir. Ödemek mecburiyetinde oldukları tazminatıdır. Cizye Savaşa özel ödenen bir tazminattır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder