Nuzul Sırası:108
Toplam Ayet Sayısı :18
Sure adını : 9. âyette geçen “Teğâbun”kelimesinden almıştır. Teğâbun, aldanma demektir. İnanmayanlarına aldanışları,ifade etmektedir.Kıyamet gününde açıkça ortaya çıkacağı için bugüne“Yevmü’t-Teğâbun (aldanma günü)” denmiştir. Sûrede, başlıca mü’min olsun,kâfir olsun herkesin eksiklik ve kusurlarının kıyamet günü açığa çıkacağı konu edilmektedir.
İndiği Dönem :Medine döneminde inmiştir.
28 Cüz
Rahman Ve Rahim Olan Allah Adıyla
Tegabun 64/1 Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder.El Melik Bütün Yetki ve Varlığın mutlak sahibi yalnızca O’nundur, El Hamid Yaptığı her şeyi güzel yapmak övülmeye layık olmak O’na aittir .El Kadir Her şeye bir ölçü koyan da,O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), ehul mulku ve lehul hamdu ve huve alâ kulli şey’in kadîr
Tegabun 64/2 O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü’mindir. Allah, el basir yaptıklarınızı tüm incelikleri ile görendir
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ فَمِنكُمْ كَافِرٌ وَمِنكُم مُّؤْمِنٌ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Huvellezî halakakum fe minkum kâfiru ve minkum mu'min(mu'minun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr
Bütün insanlar, Yaratıcı'nın varlığını kavrama içgüdüsel yeteneği ile donatılmış olduklarından, birinin bu hakikati inkar etmesi ile başka birinin ona inanması, özgür seçimin bir ürünüdür Ayettte ilk önce kafirleri zikretmesi çoğunluk olduğu içindir
Tegabun 64/3 Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O'nadır
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ
Halakas semâvâti vel arda bil hakkı ve savverakum fe ahsene suverakum ve ileyhil masîr
Tegabun 64/4 Göklerde ve yerde olanları bilir. Vallâhu alîmun bi zâtis sudûr =Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah sinelerde olanı bilendir.
يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Ya’lemu mâ fîs semâvâti vel ardı ve ya’lemu mâ tusirrûne ve mâ tu’linûn(tu’linûne), vallâhu alîmun bi zâtis sudûr
Tegabun 64/5 Önceden inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlar için acı bir azab vardır
أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِن قَبْلُ فَذَاقُوا وَبَالَ أَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
E lem ye’tikum nebeullezîne keferû min kablu fe zâkû ve bâle emrihim ve lehum azâbun elîm
Tegabun 64/6 Böyledir, çünkü onlara elçileri açık belgele getirirlerdi, fakat onlar: «Bir beşer mi bize yol gösterecek?» dediler ve yüz çevirdiler. Allah kimseye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah ganiy zengin olan ,her yaptığını güzel yapan övülmeye lâyık hamid olandır
ذَلِكَ بِأَنَّهُ كَانَت تَّأْتِيهِمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُوا أَبَشَرٌ يَهْدُونَنَا فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوا وَّاسْتَغْنَى اللَّهُ وَاللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٌ
Zâlike bi ennehu kânet te'tîhim rusuluhum bil beyyinâti fe kâlû e beşerun yehdûnenâ fe keferû ve tevellev vestagnallâhu, vallâhu ganiyyun hamîd
Tegabun 64/7 İnkâr edenler, beas =kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler.De ki: Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah’a kolaydır.”
زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَن لَّن يُبْعَثُوا قُلْ بَلَى وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ وَذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ ﴿
Zeamellezîne keferû en len yub’asû, kul belâ ve rabbî le tub’asunne summe le tunebbeunne bimâ amiltum, ve zâlike alâllâhi yesîr
Tegabun 64/8 Artık siz Allah’a, O'nun Elçisine ve indirdiğimiz nûra iman edin. Allah, El Habir Her şeyin iç yüzünü tüm ayrıntısıyla haberdar olandır.
فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالنُّورِ الَّذِي أَنزَلْنَا وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
Fe âminû billâhi ve resûlihî ven nûrillezî enzelnâ, vallâhu bimâ ta’melûne habîr
Tegabun 64/9 Toplanma günü için sizi topladığı zaman var ya, işte o gün, kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür. Kim Allah'a inanır ve salih amel yaparsa, Allah onun seyyiâtlerini
=kötülüklerini örter ve onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte fevzul azîm= büyük kurtuluş budur.
يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ذَلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِ وَمَن يُؤْمِن بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Yevme yecmeukum li yevmil cem’i zâlike yevmut tegâbuni, ve men yu’min billâhi ve ya’mel sâlihan yukeffir anhu seyyiâtihî ve yudhılhu cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm
Tegabun 64/10 İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ خَالِدِينَ فِيهَا وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbun nâri hâlidîne fîhâ ve bi’sel masîr
Tegabun 64/11 Allah'ın izni olmadıkça musibetten bir şey isabet etmez ve her kim Allah'a imân ederse kalbini hidâyete erdirir ve Allah her şeyi bilendir.
مَا أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ وَمَن يُؤْمِن بِاللَّهِ يَهْدِ قَلْبَهُ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Tegabun 64/12 Allah’a itaat edin, Elçiye de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَإِنَّمَا عَلَى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ
Ve etîûllâhe ve etîûr resûl(resûle), fe in tevelleytum fe innemâ alâ resûlinâl belâgul mubîn
Tegabun 64/13 Allâhu lâ ilâhe illâ hu =Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Allâhu lâ ilâhe illâ huve, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûn
Tegabun 64/14 Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlara karşı dikkatli olun. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki O, Allah gafûr suçları örterek, çok bağışlayan,Rahîm ikramı bol, çok merhamet edicidir
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ وَأَوْلَادِكُمْ عَدُوًّا لَّكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ وَإِن تَعْفُوا وَتَصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Yâ eyhuhâllezîne âmenû inne min ezvâcikum ve evlâdikum aduvven lekum fahzerûhum, ve in ta’fû ve tasfehû ve tagfirû fe innallâhe gafûrun rahîm
Tegabun 64/15 Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer Fitne =imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.
إِنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَاللَّهُ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
İnnemâ emvalukum ve evlâdukum fitnetun, vallâhu indehû ecrun azîm
Tegabun 64/16 Siz, var gücünüzle Allah’tan çekinerek korunun. .(takvalı olun) O’nu dinleyin ve O’na boyun eğin. Kendi iyiliğiniz için hayra harcama yapın. İçlerindeki doyumsuzluktan korunanlar işte onlar kurtuluşa felâha erenlerdir.
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Fettekûllâhe mâsteta’tum vesmeû ve etîû ve enfikû hayran li enfusikum, ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn
Tegabun 64/17 Eğer Allah'a karz-ı hasen güzel bir borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah;Eş- Şekur’dur çok şükredilendir, şükrün karşılığını verendir , Halîm’dir. eşsiz hoş görü sahibidir
إِن تُقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
İn tukridûllâhe kardan hasenen yudâıfhu lekum ve yagfir lekum, vallâhu şekûrun halîm
Tegabun 64/18 Âlimul gaybi veş şehâdetil azîzul hakîm =O, gaybı da görünen âlemi de bilendir, Allah el- aziz' mutlak üstün güç sahibidir ve el hakimdir O, hükmünde ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapan, hikmet sahibidir.
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Âlimul gaybi veş şehâdetil azîzul hakîm
Tegabun 64/12 Allah’a itaat edin, Elçiye de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَإِنَّمَا عَلَى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ
Ve etîûllâhe ve etîûr resûl(resûle), fe in tevelleytum fe innemâ alâ resûlinâl belâgul mubîn
Tegabun 64/13 Allâhu lâ ilâhe illâ hu =Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Allâhu lâ ilâhe illâ huve, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûn
Tegabun 64/14 Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlara karşı dikkatli olun. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki O, Allah gafûr suçları örterek, çok bağışlayan,Rahîm ikramı bol, çok merhamet edicidir
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ وَأَوْلَادِكُمْ عَدُوًّا لَّكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ وَإِن تَعْفُوا وَتَصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Yâ eyhuhâllezîne âmenû inne min ezvâcikum ve evlâdikum aduvven lekum fahzerûhum, ve in ta’fû ve tasfehû ve tagfirû fe innallâhe gafûrun rahîm
Tegabun 64/15 Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer Fitne =imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.
إِنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَاللَّهُ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
İnnemâ emvalukum ve evlâdukum fitnetun, vallâhu indehû ecrun azîm
Tegabun 64/16 Siz, var gücünüzle Allah’tan çekinerek korunun. .(takvalı olun) O’nu dinleyin ve O’na boyun eğin. Kendi iyiliğiniz için hayra harcama yapın. İçlerindeki doyumsuzluktan korunanlar işte onlar kurtuluşa felâha erenlerdir.
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Fettekûllâhe mâsteta’tum vesmeû ve etîû ve enfikû hayran li enfusikum, ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn
Tegabun 64/17 Eğer Allah'a karz-ı hasen güzel bir borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah;Eş- Şekur’dur çok şükredilendir, şükrün karşılığını verendir , Halîm’dir. eşsiz hoş görü sahibidir
إِن تُقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
İn tukridûllâhe kardan hasenen yudâıfhu lekum ve yagfir lekum, vallâhu şekûrun halîm
Tegabun 64/18 Âlimul gaybi veş şehâdetil azîzul hakîm =O, gaybı da görünen âlemi de bilendir, Allah el- aziz' mutlak üstün güç sahibidir ve el hakimdir O, hükmünde ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapan, hikmet sahibidir.
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Âlimul gaybi veş şehâdetil azîzul hakîm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder