Nuzul Sırası: : 86
Toplam Ayet Sayısı : 36
İndiği Dönem :Mekke döneminde inmiştir.
Sure adını : adını ilk âyette geçen “elMutaffifîn”kelimesinden almıştır. Mutaffifîn, ölçüde ve tartıda hile yapanlar demektir. "Mutaffif" kelimesinin çoğuludur.Tatfif Eksiltme fiili demektir.Bu işi yapanlara Mutaffif eksilten, ölçüp tartarken gizlice, çaktırmadan,azıcık küçük küçük noksanlaştırarak bir şey çalan demektir.Kendisi alırken dolgun, tam alır ama verirken eksik ölçer Türkçe'de bu ifadeyi karşılayacak bir kelime yoktur. Râzî Tefsiri'nde; bir şeyin "taffı" o şeyin kıyısı ve kenarıdır. Bir kab ve bir deredeki şey, onun kıyısına kadar varıp da tam dolmaz ya işte onun gibi ölçeği fena, yanlış ölçüp de tam yapmayan mutaffîf olur. Demek ki tatfif, ölçüde veya tartıda bîr şey çalmaktır. Sureye ad olan bu kelime ile bu işi yapanın bunu her ölçüde tartıda adet haline getirmesi itibariyle çokluk ifade eder.
30. Cüz
Rahman Ve Rahim Olan Allah Adıyla
Mutaffifın 83/1 Eksik ölçüp tartanların vay haline!
وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ
Veylun lil mutaffifîn
Mutaffifın 83/2 Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.
الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُواْ عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
Ellezîne izâktâlû alân nâsi yestevfûn
Mutaffifın 83/3 Onlara ölçtükleri veya tarttıkları vakıt ise eksiltirler
وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
Ve izâ kâlûhum ev vezenûhum yuhsirûn
Mutaffifın 83/4 Onlar, beas =tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?
أَلَا يَظُنُّ أُولَئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ
E lâ yezunnu ulâike ennehum meb'ûsûn
Mutaffifın 83/5 Büyük bir gün için.
لِيَوْمٍ عَظِيمٍ
Li yevmin azîm
Mutaffifın 83/6. İnsanların, alemlerin Rabbi için kalkacağı günde
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
Yevme yekûmun nâsu li rabbil âlemîn
Mutaffifın 83/7 Hayır, facirlerin kaydı Siccîn’de tutulur.
كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ
Kellâ inne kitâbel fuccâri le fî siccîn
Mutaffifın 83/8 Bildin mi sen, Siccin nedir?
وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ
Ve mâ edrâke mâ siccîn
Mutaffifın 83/9Yazılmış bir defterdir o.
كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
Kitâbun merkûm
Mutaffifın 83/10 Vay hallerine o gün yalanlayanların.
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Veylun yevme izin lil mukezzibîn
Mutaffifın 83/11.Onlar din gününü yalanlayanlardır.
الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
Ellezîne yukezzibûne bi yevmiddîn
Mutaffifın 83/12 Onu ancak mu'ted =sınırı aşan ve esim =günaha düşkün olanlar yalanlar.
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Ve mâ yukezzıbu bihî illâ kullu mu’tedin esîm
Mutaffifın 83/13 Karşısında âyetlerimiz okunurken evvelkilerin esatîri dedi
إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
İzâ tutlâ aleyhi âyâtunâ kâle esâtîrul evvelîn
Mutaffifın 83/14 Hayır, iş öyle değil onların kazanmış oldukları şeyler yüzünden kalpleri pas tutmuştur.
كَلَّا بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Kellâ bel râne alâ kulûbihim mâ kânû yeksibûn
Mutaffifın 83/15 Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır.
كَلَّا إِنَّهُمْ عَن رَّبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّمَحْجُوبُونَ
Kellâ innehum an rabbihim yevme izin le mahcûbûn
Mutaffifın 83/16 Sonra onlar, mutlaka cahime girecekler.
ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُو الْجَحِيمِ
Summe innehum le sâlûl cahîm
Mutaffifın 83/17 Sonra da onlara: «İşte bu, sizin yalanlayıp durduğunuz!» denilecek.
ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
Summe yukâlu hâzâllezî kuntum bihî tukezzibûn
Mutaffifın 83/18 Hayır hayır! Çünkü ebrarın yazısı ılliyyîndedir
كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
Kellâ inne kitâbel ebrâri le fî illiyyîn
Ebrar Birr =iyilik sahiblerine ebrar denir
Mutaffifın 83/19 Bildin mi nedir İlliyyun?
وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ
Ve mâ edrâke mâ illiyyûn
Mutaffifın 83/20 O Kitab-ı Merkûm'dadır
كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
Kitâbun merkûm
Mutaffifın 83/21 Ona, mukarrebin melekler şahit olurlar.
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ
Yeşheduhul mukarrabûn
Mutaffifın 83/22 Haberiniz olsun ki,ebrarlar = iyiler bir naim (cenneti) içindedirler.
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ ﴿
İnnel ebrâre le fî naîm
Mutaffifın 83/23 Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Alâl erâiki yanzurûn
Mutaffifın 83/24 Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.
تَعْرِفُ فِي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعِيمِ
Ta’rifu fî vucûhihim nadraten naîm
Mutaffifın 83/25 Onlara mühürlenmiş halis bir içeçek sunulur.
يُسْقَوْنَ مِن رَّحِيقٍ مَّخْتُومٍ
Yuskavne min rahîkın mahtûm
Mutaffifın 83/26 Onun sonu misktir. Yarışanlar işte bunun için yarışsınlar!
imrensin artık imrenenler.
خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ
Hitâmuhu miskun. Ve fî zâlike felyetenâfesil mutenâfisûn
Mutaffifın 83/27 Onun karışımı Tesnim'dendir.
وَمِزَاجُهُ مِن تَسْنِيمٍ
Ve mizâcuhu min tesnîm
Mutaffifın 83/28 Evet, o günah işleyenler, iman edenlere gülüyorlardı.
إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُواْ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ
İnnellezîne ecramû kânû minellezîne âmenû yadhakûn
Mutaffifın 83/29 Doğrusu o suç işleyenler müminlere gülüyorlardı.
إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُواْ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ
İnnellezîne ecramû kânû minellezîne âmenû yadhakûn
Mutaffifın 83/30 Onların yanına uğradıklarında birbirlerine kaş göz işareti ediyorlar
وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ
Ve izâ merrû bihim yetegâmezûn
Mutaffifın 83/31 Ailelerinin yanına döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardı.
وَإِذَا انقَلَبُواْ إِلَى أَهْلِهِمُ انقَلَبُواْ فَكِهِينَ
Ve izânkalebû ilâ ehlihimunkalebû fekihîn
Mutaffifın 83/32 Ve onları gördükleri vakit Hiç şüphe yok, bunlar dalllu =sapmış diyorlardı
وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَؤُلَاء لَضَالُّونَ
Ve izâ raevhum kâlû inne hâulâi le dâllûn
Mutaffifın 83/33 Halbuki onlar =müminlerin üzerlerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ
Ve mâ ursilû aleyhim hâfızîn
Mutaffifın 83/34 İşte bugün de iman edenler kâfirlere gülecek.
فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُواْ مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
Fel yevmellezîne âmenû minel kuffârı yadhakûn
Mutaffifın 83/35 Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Alâl erâiki yanzurûn
Mutaffifın 83/36 Kâfirler, yaptıklarıyle cezâlandılar mı?" diye
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
Hel suvvibel kuffâru mâ kânû yef’alûn
Ve izâ raevhum kâlû inne hâulâi le dâllûn
Mutaffifın 83/33 Halbuki onlar =müminlerin üzerlerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ
Ve mâ ursilû aleyhim hâfızîn
Mutaffifın 83/34 İşte bugün de iman edenler kâfirlere gülecek.
فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُواْ مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
Fel yevmellezîne âmenû minel kuffârı yadhakûn
Mutaffifın 83/35 Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Alâl erâiki yanzurûn
Mutaffifın 83/36 Kâfirler, yaptıklarıyle cezâlandılar mı?" diye
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
Hel suvvibel kuffâru mâ kânû yef’alûn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder