Resmi sıralamada : 90’ıncı suredir.
Nuzulu :35
Toplam Ayet Sayısı : 20 ayetten oluşur
İndiği Dönem :Mekke döneminde ve peygamberliğin üçüncü yılında indiği belirtilir.
Sure adını : ilk iki ayetinde geçen “el-beled” kelimesinden alır.Beled geniş yer, bölge, şehir ,belde, ve ülke gibi anlamlara gelir
30.Cüz.
Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla
Beled 90/ 1 Hayır; bu şehre yemin ederim,
لَا أُقْسِمُ بِهَذَا الْبَلَدِ
Lâ uksimu bi hâzâl beled
Beled 90/ 2 Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,
وَأَنتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ
Ve ente hıllun bi hâzâl beled
Beled 90/ 3 Ve and olsun ana baba ve çocuğuna.
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
Ve vâlidin ve mâ veled
Beled 90/ 4 İnsanı, zorluklara katlanacak şekilde yarattık.
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ
Lekad halaknâl insâne fî kebedin.
Beled 90/ 5 İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ
E yahsebu en len yakdira aleyhi ehadun.
Beled 90/ 6 O, Ben, yığın yığın mal yok ettim der.
يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًا لُّبَدًا
E lem nec’al lehu ayneyn
Beled 90/ 7 Onu hiç bir gören olmadı mı zannediyor?
أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُ أَحَدٌ
E yahsebu en lem yerahû ehadun.
Beled 90/ 8 Vermedik mi biz ona iki göz
أَلَمْ نَجْعَل لَّهُ عَيْنَيْنِ
E lem nec’al lehu ayneyn
Beled 90/ 9 Bir dil ve iki dudak?
وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ
Ve lisânen ve şefeteyn
Beled 90/ 10 Biz ona iki yol gösterdik.
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ
Ve hedeynâhun necdeyn
Beled 90/ 11 Fakat o sarp yokuşa göğüs veremedi.
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ
Fe lâktehamel akabete.
Beled 90/ 12 Bildin mi, nedir o sarp yokuş?
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ
Ve mâ edrâke mâl akabetu.
Beled 90/ 13 Esir bir boyun kurtarmak
فَكُّ رَقَبَةٍ
Fekku rakabetin.
Beled 90/ 14 Veya dar bir açlık gününde yemek yedirmek
أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
Ev ıt’âmun fî yevmin zî mesgabetin.
Beled 90/ 15 Yakınlığı olan bir yetime,
يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ
Yetîmen zâ mekrabetin.
Beled 90/ 16 Hiçbir şeyi olmayan yoksulu,
أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ
Ev miskînen zâ metrabetin
Beled 90/ 17 Sonra inanıp güvenen(mümin olan), biri birine sabrı tavsiye eden ve merhameti tavsiye eden kimselerden olmaktır.
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ
Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhameti.
Beled 90/ 18 İşte bunlar, amel defterleri sağlarından verilenlerdir.
أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
Ulâike ashâbul meymeneti.
Beled 90/ 19 Âyetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenlerdir.
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Vellezîne keferû bi âyâtinâ hum ashâbul meş’emeti.
Beled 90/ 20 Onların üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir nar ateşi vardır
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌ
Aleyhim nârun mu’sadetun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder