Secde âyetleri
Tilavet Secdesi
Okunan veya işitilen secde âyetinin gereği olarak “tilâvet secdesi” yapılır. Secde ayetlerinin anlamını bilerek mesajlarını anlayarak , tevhidi kalbî yönelişi gerçek hikmetini şüphesiz Rabbimiz içimize ilham eder. Bilincli hayatımızı,Allah'a adayan emir yasaklarına uyan samimi müslüman olarak secde etmiş oluruz. Rabbimizin rızasına nail oluruz inşaALLAHAllah rasulu 'nden rivayet edildiğine göre :Âdemoğlu secde âyetini okuyup secde edince, şeytan ağlar ve 'Vay benim halime! Âdemoğlu secde etmekle emrolundu ve hemen secde etti; cennet onundur. Ben ise secde etmekle emrolundum, ama secde etmekten kaçındım, bundan dolayı cehennem benimdir' diyerek oradan kaçar" (Müslim, “Îmân”, 35).
İlk önce hangi secde ayeti ise okuduğumuz; üzerinde tefekkür ederek anlamını okuyalım Tilâvet secdesi yapmak niyetiyle abdestli olarak kıbleye dönülür ve eller kaldırılmaksızın Secdemizde "Allâhüekber" diyerek secdeye varılır. Üç kere "Sübhâne rabbiye'l-a‘lâ" denildikten sonra yine Allâhüekber diyerek kalkılır. Bu secdede aslolan, yüzün yere konulması, yani secde edilmesidir. Secdeye giderken ve kalkarken "Allâhüekber" ve secde esnasında "Sübhâne rabbiye'l-a‘lâ" Allahı tüm eksik noksan sıfatlardan arındırmış Aynı şekilde secdenin oturduğu yerden değil de, ayaktan yere inilerek yapılması, secde yapıp oturmak yerine ayağa kalkılması ve secdeden kalkarken
Bakara 2/ 285 "Kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr
İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı dileriz. Varış ancak Sana'dır' dediler
Kur'an-ı Kerîm'de on dört yerde secde âyeti bulunmaktadır. Secde âyetlerinin bulunduğu sureler
Rahman ve Rahim Olan Allah Adıyla
1-) Araf 7/206 Şüphesiz Rabbinin katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler.
إِنَّ الَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ*
İnnellezîne inde rabbike lâ yestekbirûne an ibadetihî ve yusebbihûnehu ve lehu yescudûn(yescudûne).
2-) Ra'd 13 /15 Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah'a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de O'na secde eder.
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ
Ve lillahi yescüdü men fis semavati vel ard tav´av ve kerhev ve zilalühüm bil ğudüvvi vel asal
3-) Nahl 16/ 49 Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah'a secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar.
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مِن دَآبَّةٍ وَالْمَلآئِكَةُ وَهُمْ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ
Ve lillâhi yescudu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı min dâbbetin vel melâiketu ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne)
4-) İsra 17/107 De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar.
قُلْ آمِنُواْ بِهِ أَوْ لاَ تُؤْمِنُواْ إِنَّ الَّذِينَ أُوتُواْ الْعِلْمَ مِن قَبْلِهِ إِذَا يُتْلَى عَلَيْهِمْ يَخِرُّونَ لِلأَذْقَانِ سُجَّدًا
Kul aminu bihi ev la tü´minu innellezıne utül ılem min kablihı iza yütla aleyhim yehırrune lil ezkani sücceda
5-) Meryem 19/ 58 İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği nebilerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail Yakup'ın soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman olan Allah'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ مِن ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَن خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا
Ulâikellezîne en’amallâhu aleyhim minen nebiyyîne min zurriyyeti âdeme ve mimmen hamelnâ mea nûhin ve min zurriyyeti ibrâhîme ve isrâîle ve mimmen hedeynâ vectebeynâ, izâ tutlâ aleyhim âyâtur rahmâni harrû succeden ve bukiyyâ(bukiyyen).
6-) Hac 22/ 18 Göklerdeki ve yerdeki tüm varlıkların, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve çok sayıda insanın Allah'a secde ettiklerini, O'nun buyruğuna boyun eğdiklerini görmüyor musun? Birçok sayıdaki insan da azaba çarpılmayı haketmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseye hiç kimse onur kazandıramaz. Hiç şüphesiz Allah dilediğini yapar.
وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِّنَ النَّاسِ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَن يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن مُّكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاء*
E lem tera ennellahe yescüdü lehu men fis semavati ve men fil erdı veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesırum minen nas ve kesırun hakka aleyhil azab ve mey yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef´alü ma yeşa´
7-) Furkan 25/ 60 Onlara: "Rahman olan Allah'a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا* ﴿٦٠
Ve izâ kîle lehumuscudû lir rahmâni kâlû ve mâr rahmânu e nescudu li mâ te’murunâ ve zâdehum nufûrâ(nufûren)
8-) Neml 27/25 :, Göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah’a, nasıl secde etmezler?
أَلَّا يَسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ
Ellâ yescudû lillâhillezî yuhricul hab’e fîs semâvâti vel ardı ve ya’lemu mâ tuhfûne ve mâ tu’linûn
9-) Secde Süresi 32/15 Bizim ayetlerimize,sadece kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, her şeyi güzel yapmasına karşılık Rablerini hamd ile tesbih ederek kulluk ederler ve büyüklük taslamayanlar inanır/ iman ederler.
إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ*
İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne).
10-)Füssilet 41/ 37 Gece, gündüz, güneş ve ay O'nun ayetlerindendir. Siz güneşe de, aya da secde etmeyin. Alah'a secde edin, ki bunları kendisi yaratmıştır. Eğer O'na ibadet edecekseniz.
وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
Ve min âyâtihil leylu ven nehâru veş şemsu vel kameru, lâ tescudû liş şemsi ve lâ lil kameri vescudû lillâhillezî halakahunne in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne)
11-)Sad 38 / 24 Davud dedi ki: “Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır.” Dâvûd, bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi.
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَى نِعَاجِهِ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنْ الْخُلَطَاء لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ/
Kâle lekad zalemeke bi suâli na’cetike ilâ niâcihî, ve inne kesîran minel huletâi le yebgî ba’duhum alâ ba’dın illâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve kalîlun mâ hum, ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festagfera rabbehu ve harra râkian ve enâb
12-) Necm 53/62 Hemen, Allah'a secde edin ve (yalnızca O'na) kulluk edin.
فَاسْجُدُوا لِلَّهِ وَاعْبُدُوا
Fescudû lillâhi va’budû.
13-)İnşikak 84 / 21 : Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ
Ve izâ kurie aleyhimul kur’ânu lâ yescudûn(yescudûne).
Ebû Müslim, bu âyetteki secde için “boyun eğmek ve itaat etmek” mânasının kastedildiğini söylemiştir. (Râzî) Nitekim bir sonraki âyetteki tekzib/yalanlama”, secdenin karşıtı olarak kullanılmıştır. Bu âyet okunduğunda secde etmenin gerekli olup olmadığı konusunda Hz. Peygamber’in uygulamasıyla ilgili farklı rivayetlere dayalı olarak değişik görüşler İleri sürülmüştür. “Vaciptir” veya “sünnettir” diyenler olduğu gibi “ne vacip ne sünnettir” diyenler de vardır.
14-) Alak süresi 96/ 19 "Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş."
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib
Not :
Çeşitli kaynaklardan araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgiye göre secde ayetleriyle ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır.
a-)Hac sûresinin 77. âyetinde de "rükû edin ve secde edin" denilmektedir. Hanefîler, bu âyeti secde âyeti saymamışlardır. İmam Şâfiî ve İmam Ahmed bu âyeti secde âyeti saymış.
b-)Sâd sûresinin 24. âyetini secde âyeti saymamışlardır. Hac sûresinin 77. âyeti haric diğerlerinde secde âyetleri işaretlenmiştir.
c-)A'râf, Ra'd, Nahl, İsrâ, Meryem, Hac ve Sâd sûrelerindeki âyetler okununca secde etmenin "farz"; Furkân, Secde ve Fussilet sûrelerindeki secde âyeti okununca secde etmenin "vacib"; Neml, Necm, İnşikâk ve Alâk sûrelerindeki secde âyeti okununca secde etmenin "sünnet" olduğu da söylenmiştir.(diyanet)
.Allah izin verirse tilavet secdesi ayetleri ve kuranın bütününde diğer secde ayetlerinin manaları öğrenerek tevhidi secde bilinci kazanırız..Namaz ve secde Allah'a samimi, içten, şartsız, kayıtsız , teslimiyet ilkesini bu ayetlerin bize kazandırdığı mana üzerinde 'Yüce Allah'ın secde emrini tevazu ve içtenlikle hissederek boyun eğenlerden olalım duasıyla..
Secde 32/ 15 Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan müstekbir olmayanlar iman eder.
إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ*
İnnema yü´minü bi ayatinellezine iza zükkiru biha harru süccedev ve sebbehu bi hamdi rabbihim ve hüm la yestekbirun
Okunan veya işitilen secde âyetinin gereği olarak “tilâvet secdesi” yapılır. Secde ayetlerinin anlamını bilerek mesajlarını anlayarak , tevhidi kalbî yönelişi gerçek hikmetini şüphesiz Rabbimiz içimize ilham eder. Bilincli hayatımızı,Allah'a adayan emir yasaklarına uyan samimi müslüman olarak secde etmiş oluruz. Rabbimizin rızasına nail oluruz inşaALLAHAllah rasulu 'nden rivayet edildiğine göre :Âdemoğlu secde âyetini okuyup secde edince, şeytan ağlar ve 'Vay benim halime! Âdemoğlu secde etmekle emrolundu ve hemen secde etti; cennet onundur. Ben ise secde etmekle emrolundum, ama secde etmekten kaçındım, bundan dolayı cehennem benimdir' diyerek oradan kaçar" (Müslim, “Îmân”, 35).
İlk önce hangi secde ayeti ise okuduğumuz; üzerinde tefekkür ederek anlamını okuyalım Tilâvet secdesi yapmak niyetiyle abdestli olarak kıbleye dönülür ve eller kaldırılmaksızın Secdemizde "Allâhüekber" diyerek secdeye varılır. Üç kere "Sübhâne rabbiye'l-a‘lâ" denildikten sonra yine Allâhüekber diyerek kalkılır. Bu secdede aslolan, yüzün yere konulması, yani secde edilmesidir. Secdeye giderken ve kalkarken "Allâhüekber" ve secde esnasında "Sübhâne rabbiye'l-a‘lâ" Allahı tüm eksik noksan sıfatlardan arındırmış Aynı şekilde secdenin oturduğu yerden değil de, ayaktan yere inilerek yapılması, secde yapıp oturmak yerine ayağa kalkılması ve secdeden kalkarken
Bakara 2/ 285 "Kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr
İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı dileriz. Varış ancak Sana'dır' dediler
Kur'an-ı Kerîm'de on dört yerde secde âyeti bulunmaktadır. Secde âyetlerinin bulunduğu sureler
Rahman ve Rahim Olan Allah Adıyla
1-) Araf 7/206 Şüphesiz Rabbinin katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler.
إِنَّ الَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ*
İnnellezîne inde rabbike lâ yestekbirûne an ibadetihî ve yusebbihûnehu ve lehu yescudûn(yescudûne).
2-) Ra'd 13 /15 Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah'a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de O'na secde eder.
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ
Ve lillahi yescüdü men fis semavati vel ard tav´av ve kerhev ve zilalühüm bil ğudüvvi vel asal
3-) Nahl 16/ 49 Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah'a secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar.
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مِن دَآبَّةٍ وَالْمَلآئِكَةُ وَهُمْ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ
Ve lillâhi yescudu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı min dâbbetin vel melâiketu ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne)
4-) İsra 17/107 De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar.
قُلْ آمِنُواْ بِهِ أَوْ لاَ تُؤْمِنُواْ إِنَّ الَّذِينَ أُوتُواْ الْعِلْمَ مِن قَبْلِهِ إِذَا يُتْلَى عَلَيْهِمْ يَخِرُّونَ لِلأَذْقَانِ سُجَّدًا
Kul aminu bihi ev la tü´minu innellezıne utül ılem min kablihı iza yütla aleyhim yehırrune lil ezkani sücceda
5-) Meryem 19/ 58 İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği nebilerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail Yakup'ın soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman olan Allah'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ مِن ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَن خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا
Ulâikellezîne en’amallâhu aleyhim minen nebiyyîne min zurriyyeti âdeme ve mimmen hamelnâ mea nûhin ve min zurriyyeti ibrâhîme ve isrâîle ve mimmen hedeynâ vectebeynâ, izâ tutlâ aleyhim âyâtur rahmâni harrû succeden ve bukiyyâ(bukiyyen).
6-) Hac 22/ 18 Göklerdeki ve yerdeki tüm varlıkların, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve çok sayıda insanın Allah'a secde ettiklerini, O'nun buyruğuna boyun eğdiklerini görmüyor musun? Birçok sayıdaki insan da azaba çarpılmayı haketmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseye hiç kimse onur kazandıramaz. Hiç şüphesiz Allah dilediğini yapar.
وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِّنَ النَّاسِ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَن يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن مُّكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاء*
E lem tera ennellahe yescüdü lehu men fis semavati ve men fil erdı veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesırum minen nas ve kesırun hakka aleyhil azab ve mey yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef´alü ma yeşa´
7-) Furkan 25/ 60 Onlara: "Rahman olan Allah'a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا* ﴿٦٠
Ve izâ kîle lehumuscudû lir rahmâni kâlû ve mâr rahmânu e nescudu li mâ te’murunâ ve zâdehum nufûrâ(nufûren)
8-) Neml 27/25 :, Göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah’a, nasıl secde etmezler?
أَلَّا يَسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ
Ellâ yescudû lillâhillezî yuhricul hab’e fîs semâvâti vel ardı ve ya’lemu mâ tuhfûne ve mâ tu’linûn
9-) Secde Süresi 32/15 Bizim ayetlerimize,sadece kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, her şeyi güzel yapmasına karşılık Rablerini hamd ile tesbih ederek kulluk ederler ve büyüklük taslamayanlar inanır/ iman ederler.
إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ*
İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne).
10-)Füssilet 41/ 37 Gece, gündüz, güneş ve ay O'nun ayetlerindendir. Siz güneşe de, aya da secde etmeyin. Alah'a secde edin, ki bunları kendisi yaratmıştır. Eğer O'na ibadet edecekseniz.
وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
Ve min âyâtihil leylu ven nehâru veş şemsu vel kameru, lâ tescudû liş şemsi ve lâ lil kameri vescudû lillâhillezî halakahunne in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne)
11-)Sad 38 / 24 Davud dedi ki: “Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır.” Dâvûd, bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi.
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَى نِعَاجِهِ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنْ الْخُلَطَاء لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ/
Kâle lekad zalemeke bi suâli na’cetike ilâ niâcihî, ve inne kesîran minel huletâi le yebgî ba’duhum alâ ba’dın illâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve kalîlun mâ hum, ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festagfera rabbehu ve harra râkian ve enâb
12-) Necm 53/62 Hemen, Allah'a secde edin ve (yalnızca O'na) kulluk edin.
فَاسْجُدُوا لِلَّهِ وَاعْبُدُوا
Fescudû lillâhi va’budû.
13-)İnşikak 84 / 21 : Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ
Ve izâ kurie aleyhimul kur’ânu lâ yescudûn(yescudûne).
Ebû Müslim, bu âyetteki secde için “boyun eğmek ve itaat etmek” mânasının kastedildiğini söylemiştir. (Râzî) Nitekim bir sonraki âyetteki tekzib/yalanlama”, secdenin karşıtı olarak kullanılmıştır. Bu âyet okunduğunda secde etmenin gerekli olup olmadığı konusunda Hz. Peygamber’in uygulamasıyla ilgili farklı rivayetlere dayalı olarak değişik görüşler İleri sürülmüştür. “Vaciptir” veya “sünnettir” diyenler olduğu gibi “ne vacip ne sünnettir” diyenler de vardır.
14-) Alak süresi 96/ 19 "Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş."
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib
Not :
Çeşitli kaynaklardan araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgiye göre secde ayetleriyle ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır.
a-)Hac sûresinin 77. âyetinde de "rükû edin ve secde edin" denilmektedir. Hanefîler, bu âyeti secde âyeti saymamışlardır. İmam Şâfiî ve İmam Ahmed bu âyeti secde âyeti saymış.
b-)Sâd sûresinin 24. âyetini secde âyeti saymamışlardır. Hac sûresinin 77. âyeti haric diğerlerinde secde âyetleri işaretlenmiştir.
c-)A'râf, Ra'd, Nahl, İsrâ, Meryem, Hac ve Sâd sûrelerindeki âyetler okununca secde etmenin "farz"; Furkân, Secde ve Fussilet sûrelerindeki secde âyeti okununca secde etmenin "vacib"; Neml, Necm, İnşikâk ve Alâk sûrelerindeki secde âyeti okununca secde etmenin "sünnet" olduğu da söylenmiştir.(diyanet)
.Allah izin verirse tilavet secdesi ayetleri ve kuranın bütününde diğer secde ayetlerinin manaları öğrenerek tevhidi secde bilinci kazanırız..Namaz ve secde Allah'a samimi, içten, şartsız, kayıtsız , teslimiyet ilkesini bu ayetlerin bize kazandırdığı mana üzerinde 'Yüce Allah'ın secde emrini tevazu ve içtenlikle hissederek boyun eğenlerden olalım duasıyla..
Secde 32/ 15 Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan müstekbir olmayanlar iman eder.
إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ*
İnnema yü´minü bi ayatinellezine iza zükkiru biha harru süccedev ve sebbehu bi hamdi rabbihim ve hüm la yestekbirun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder